Göz tembelliği (ambliyopi); gözde ve görme yollarında bilinen bir hastalık değildir. genelde kişide; görmede bulanıklık, görme azlığı, çift görme gibi belirtilerle ortaya çıkar.
Diyabettenhipertansiyona, kalp rahatsızlıklarından beyin tümörüne, migrenden tiroide kadar pek çok hastalık; gözlerden teşhis edilebiliyor. Gözle ilgili herşeyi Prof. Dr. Ömer Kamil
Gözdekive göz kapaklarındaki şişliği ve ağrıyı azaltıcı göz damlaları kullanılır. Soğuk kompres rahatlatıcı olur. Bakteriyel Konjonktivit Bakteriyel Konjonktivit; gözü koruyan zarın bakteriler nedeniyle iltihaplanmasıdır. Hastalık sadece tek bir gözü etkileyebileceği gibi iki gözü birden de etkileyebilmektedir.
Hastalık 2-14 gün süren bir kuluçka evresinden sonra birden başlayan yüksek ateş , öksürük. nefes darlığı gibi belirtilerle ortaya çıkar. Bazı hastalarda boğaz ağrısı ve burun akıntısı görülür. Hastalık genellikle orta- ağır seyir etmektedir. Hastalık nedeniyle yaşamını yitiren kişilerin 65 yaş üstü ve
Göz tümörlerinin tipine, yerleşim yerine ve hastanın yasına göre, lazer tedavisi, kriyoterapi, radyoterapi ve cerrahi tedavi gerekebilir. Göz Yaralanmaları. Kesici, delici, veya künt travmalar yanında kimyasal maddeler ve göze yabancı cisim kaçmasıyla da gelişebilir. Acil müdahale gerektiren durumlardır.
BBCNews, “Göz kapaklarındaki sarı işaretler, kalp krizi ve diğer hastalıklar riskinin arttığının bir işaretidir” dedi. Xanthelasmata adı verilen bu işaretler çoğunlukla kolesterolden oluşur ve kozmetik olarak tedavi edilebilir, ancak aynı zamanda kolesterolün yükselmiş bir işaretidir.
4rIAOu4. Uzmanlar gözlerdeki ipuçlarını sıralıyor... Bu hastalıklar gözlerden teşhis edilebiliyor! Diyabetten hipertansiyona, kalp rahatsızlıklarından tümörlere kadar pek çok hastalık; gözlerden teşhis edilebiliyor. Uzmanlar gözlerdeki ipuçlarını sıralıyor... Vücudun verdiği alarmlar hastalıkları bir bir ele veriyor. Gözlerde ortaya çıkan belirtiler ise birçok rahatsızlığın erken teşhisine olanak sağlıyor. Uzmanlar göz muayenesinin hayat kurtardığını aktararak, "Hastalıkların teşhisinde geç kalınması; hastalığın ilerlemesine ve gözlerde çeşitli tahribatlara yol açarak görmede azalmaya hatta kalıcı görme kaybına neden olabilir" diyor. 5 dakikalık rutin muayenenin önemine değinen uzmanlar gözlerden teşhis edilebilen hastalıkları şöyle aktarıyor Diyabet ve tansiyona dikkat! Çift ve tek görme de diyabet ve hipertansiyona işaret eden belirtilerdir. Bu hastalıklara bağlı olarak meydana gelen küçük damar tıkanmaları, çift görmeye neden olabiliyor. Kişi, iki gözü açıkken çift, tek gözü kapalıyken tek görüyorsa; hipertansiyon veya diyabet olma olasılığı artıyor. Tiroid hastalıkları da çift görmeye ve gözün ileri doğru itilmesine neden olan önemli hastalıklardan biri. Dalgalı görme migren habercisi... Auralı migren, geçici görme bozuklukları, cisimlerin etrafında kırılmalar, gözde ışık saçılmaları, yansımalar, kırık ve dalgalı görmeler, görme alanında kayıplar, görme alanındaki kör noktanın büyümesi ve hareketlenmesi gibi belirtilerle kendini gösterir. Ağrılar beyin tümörü... Beyin ve göz tümörleri, göz bebeğinde şekil bozukluklarına, göz kapağında düşmelere, aniden oluşan ağrılı görme kaybına, göz ve çevresinde ağrıya neden olabilir. Kanserin habercisi olabilecek beyin tümörü, hastada henüz bu şikayetlerin hiçbiri yokken dahi göz doktoru tarafından teşhis edilebilir. Gözler kapanmıyorsa... 'Myastenia Gravis' adı olarak bilinen ağır kas zaafı da ilk belirtilerini göz ve göz kapakları üzerinde gösterir. Kasların tutulumuyla birlikte göz kapaklarında oluşan düşüklük çift görmeye neden olabilir. Özellikle akşam saatlerine doğru kas zafiyetinin artış gösterdiği zamanlarda göz kapaklarındaki düşüklük giderek artar. Yüz kasları da zayıf olduğundan uykuda göz kapakları kapanmayabilir. Sarı renk yüksek kolesterol. Karaciğer hastalarında da ilk belirtiler gözde ortaya çıkar. Gözün dış tarafındaki şeffaf kısmında ancak göz doktorunun anlayabileceği sarı bir halka ve birikimler oluşur. Hatta, kimi zaman kolesterolü yüksek olan kişilerin göz kapaklarında oluşan sarı birikimler de dışarıdan görülecek duruma gelir. Gözlerin şiş olması gizli kalp hastalığının belirtisi. Kalp hastalığının ilk belirtisi gözlerdeki sabah şişkinliği olabilir. Uykudayken baş kalp hizasına gelir ve ödem en fazla göz kapaklarında birikir. Bu tip hastalıklarda kişi sabahları gözleri şiş olarak uyanır. Gün yarılandığında gözlerdeki şişlikler azalır, ancak bu tip şikayetler kişide gizli kalp hastalığının habercisi olabilir. GÖZ SAĞLIĞINA İYİ GELEN BESİNLER C Vitamini Kaynakları Turunçgiller ve suları, papaya, kiraz, ahududu, çilek, yaban mersini, kivi, brokoli, yeşil ve kırmızı biber, karnabahar ve lahana. E Vitamini Kaynakları Buğday tohumu, badem ve badem ezmesi, fıstık ezmesi, ayçekirdeği, keten tohumu, avokado ve yumurta. Lutein ve Zeaksantin Kaynakları Koyu yeşil yapraklı sebzeler lutein ve zeaksantin için en iyi kaynaklarıdır. Diğer iyi kaynaklar ise; yeşil bezelye, mısır, marul, brokoli, kabak, havuç, Brüksel lahanasıdır. Çinko ve Selenyum Kaynakları Çinko, vücudun A vitaminini absorbe etmesine yardımcı olarak gözleri güçlendirir. Fıstık, kabak çekirdeği, leblebi çinko zenginidir. Dokosaheksaenoik Asit Kaynakları Retina ve gözün dış segmentlerinde bulunan olan bu asit göz sağlığını korumak açısından düzenli olarak alınmalıdır. Somon, orkinos, uskumru, sardalye, ringa gibi yağlı, soğuk su balıkları bu asit açısından zengindir. Kaynak
1238 Haber Kaynağı DHA Graves nedeniyle hastaların gözünde kalıcı hasar oluşabilirken, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. M. Muzaffer İlhan, bu hastaların hormon düzeylerini devamlı kontrol ettirmeleri gerektiğini belirtti. Doç. Dr. İlhan, “Bu hastalıkta gözlerde ileri doğru fırlama, gözün iltihabi tutulumu görülebilir. Kadınlarda hem Graves hastalığı hem buna bağlı göz bozukluğu daha sık görülür. Ancak erkeklerde göz tutulumu kadınlara göre daha şiddetli seyredebilir” dedi. Doç. Dr. M. Muzaffer İlhan, zehirli guatr hastalığına bağlı oluşabilecek Graves hastalığına ilişkin uyardı. Doç. Dr. İlhan, Graves oftalmopatisi denen ve en çok gözleri etkileyen hastalığa dikkati çekerek “Bu hastalıkta gözlerde ileri doğru fırlama, göz kapağında kapanmama, göz kapaklarında şişlik, kızarıklık ve ödemle karakterli gözün iltihabi tutulumu görülebilir” ifadelerini kullandı. 'Göz tutulumu iltihaba bağlı oluşur' Göz tutulumunun zehirli guatr olan hastaların korktuğu konulardan biri olduğuna değinen Doç. Dr. İlhan, şöyle devam etti “Göz tutulumu çok şükür ki zehirli guatrlı hastaların sadece yüzde 20 ila 25’inde görülür. Göz bozukluğu gelişen hastaların da yüzde 5’inde ciddi derecede tutulum vardır. Gözlerde dışarı doğru çıkmanın sebebi çoğu zaman gözdeki iltihaba bağlı ödemdir. Tutulum derecesini belirlemek için göz doktorlarının kullandığı özel ölçüm yöntemleri vardır. Bazı vakalarda görüntüleme yöntemleri ile tutulum derecesi ve tutulan dokular daha iyi belirlenebilir.” 'En büyük risk sigaradan kaynaklanıyor' Doç. Dr. İlhan, zehirli guatrda gözlerde ileri fırlamayı etkileyen faktörleri ise şu şekilde değerlendirdi “Genetik olarak ailesinde Hashimato, Graves hastalığı gibi tiroit bozuklukları olan bireylerde tiroit hastalıklarına yakalanma oranlarının daha yüksek olduğu bilinen bir gerçek. Bunun yanında kadınlarda hem Graves hastalığı hem buna bağlı göz bozukluğu daha sık görülür. Ancak sebebi bilinmeyen bir şekilde erkeklerde göz tutulumu olduğu zaman kadınlara göre daha şiddetli seyredebilir. Göz tutulumunda en net tanımlanmış risk faktörlerinden biri sigara içimidir. Sigara içenlerde göz tutulum riski içmeyenlere göre kat artmış bulundu. Ek olarak atom tedavisi radyoaktif iyot uygulaması sonrası göz tutulum riski arttığı için, göz tutulumu olan zehirli guatrlı hastalara atom tedavisi önerilmemektedir. Diğer etkisi kanıtlanmış risk faktörleri olarak ileri yaş ve stres sayılabilir.” 'Stresten kaçının' Zehirli guatr hastalarının nelere dikkat etmesi gerektiğine ilişkin Doç. Dr. İlhan, şu tavsiyelerde bulunarak sözlerini noktaladı “Hastaların tedavi ve takiplerini aksatmamasının yanında hormon düzeylerinin normal sınırlarda tutulması önemlidir. Özellikle hastalığın aktif dönemlerinde iyotsuz beslenmeye dikkat edilmelidir. Sigara ve stresin hem zehirli guatr hem de tiroit kanserini arttırdığı bilinmeli, bu durumlardan kaçınılmalıdır. Tiroit bezi belirli aralıklarla muayene edilmeli, tiroit nodüllerinin yaklaşık 3’te 1’inin muayenede elle tespit edilemeyeceği bilinmeli. Gerekli durumlarda tiroit ultrasonografisi yapılmalıdır. Hasta tiroit bezi bölgesinde kendisi kitle tespit etmesi durumunda vakit kaybetmeden hekime başvurmalıdır.”
Gözlerimiz, beynimizin uzantısı ve dış dünyaya açılan penceremizdir. Basit diye düşünüp ertelediğimiz birçok göz rahatsızlığı aslında önemli göz hastalıklarının ve diğer hastalıkların habercisi olabilir. Gözümüzdeki yanma, batma, sulanma, ağrı, görme değişikleri gibi belirtilerde zaman kaybetmeden göz hekimine başvurmalıyız. Okan Üniversitesi Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Arzu Seyhan Karatepe Haşhaş, önemli açıklamalarda bulundu. GÖZLERDE OLUŞAN SULANMALARA DİKKAT! Erken bebeklik döneminde gözlerde oluşan sulanmalar, gözyaşı kanal tıkanıklığı, doğumsal göz tansiyonu gibi hastalıklardan kaynaklanabilir. Erken teşhis son derece önemlidir. Bebeklerde ilk bir aydan sonra göz muayenesi kesinlikle yapılmalıdır. Eğer göz muayenesi yapılmaz ise bir gözde mevcut olan göz tembelliğinin aile tarafından tespit edilmesi mümkün değildir. Dolayısı ile tüm çocuklarda rutin göz muayeneleri şarttır. Gözlerde kaymadan şüpheleniliyorsa, televizyon yakından izleniliyorsa hiç vakit kaybedilmemelidir. İleri yaşlarda ise göz yaşındaki kalitede bozulma kuru göz, görme bozuklukları, alerjik hastalıklar, göz kapaklarındaki sarkmalar gibi problemler gözlerde sulanmaya neden olabilir. Gözlerdeki sulanma görmeyi bozarak günlük hayatımızı oldukça etkiler ve yaşam kalitemizi düşürür. Altta yatan hastalığın tedavisi ile bu problemler çözüldüğünde ise yaşam kalitemiz artacaktır. GÖZLERDEKİ IŞIK ÇAKMALARI, KÖRLÜĞE YOL AÇABİLİR! Gözlerdeki ışık çakmaları ve uçuşmalar, göz içi sıvısının zaman içinde bozulmasına bağlı olarak retina tabakasında gelişen çekintilerden kaynaklanır. Bu çekintiler, retina tabakasında yırtık oluşumuna neden olabilir. Bu yırtıkların tedavisi, erken tanı ve lazer tedavisi ile oldukça başarılıdır. Erken müdahale, sadece ameliyat ile tedavi edilen retina dekolmanının gelişimini engellemiş olur. GÖZLERDE DEVAMLI OLUŞAN KANLANMALARA DİKKAT! Alerji, enfeksiyon, kuru göz, üveit, göz tansiyonu gibi bir çok hastalık göz kanlanmasına yol açabilir. Detaylı bir muayene ile bu hastalıklar birbirinden ayırt edilebilir ve altta yatan hastalıkların tedavisi ile sorun tamamen çözülebilir. DİYABETİN GÖZÜME BİR ETKİSİ VAR MI? Tüm diyabet hastaları, en az yılda bir göz muayenesine gitmelidir. Diyabetik hastalarda gün içinde görme değişikleri mevcutsa rutin tarama sürelerini beklemeden bir göz uzmanına müracaat etmeleri gereklidir. Diyabet hastalığı hem göz merceğini tutarak erken yaşta katarakta, hem de göz arkasında retina tabakasında ödeme ve kanamaya yol açarak görme kaybı yapabilir. Erken teşhis ve tedavi ileride oluşacak görme kayıplarını engeller ve mevcut görmenizi iyileştirebilir. HİÇ GÖZ TANSİYONUNUZU ÖLÇTÜRDÜNÜZ MÜ? Toplumun yüzde 2’sinde göz tansiyonu mevcuttur. Bu durum görme kaybı yapıncaya kadar hiçbir bulgu vermez. Göz tansiyonu taramasının her yıl yapılması görmenizin korunması için mutlaka gereklidir.
Gözlerimizde ortaya çıkan belirtiler birçok önemli hastalığın habercisi olabiliyor. Orta kulak iltihabı göz ağrısı, diyabet çift görme, tümörler ise göz kapağı düşmesi ile kendini belli ediyorGözlerimizde ortaya çıkan belirtiler oldukça önemli hastalıkların habercisi olabiliyor. Orta kulak iltihabı göz ağrısı, diyabet çift görme, tümörler ise göz kapağı düşmesi ile kendini belli ediyorŞeker hastalığından, hipertansiyona tiroid hastalığından, sinüzite beyin tümörlerinden sinirler üzerinde oluşan hastalıklara kadar çoğu hastalığın gözlerdeki belirtileri teşhis edilebiliyor. Bu hastalıkların teşhisinde geç kalınması hastalığın ilerlemesine ve gözlerde çeşitli hasarlara yol açarak deformasyona, görmede azalmaya hatta kalıcı görme kaybına neden olabiliyor. Uzmanlar, gözlerde çeşitli bulgular ile ortaya çıkan ve görmede azalmaya yol açan hastalıkları şöyle sıralıyor…Göz çukurunda iltihaplanma Sinüzit, diş apsesi, orta kulak iltihabı gibi göz bölgesine yakın enfeksiyonlar önem arz etmektedir. Bu tip enfeksiyonlar görme sinirinde ve göz çukurunda iltihaplanmaya neden olarak ağır ve ağrılı görme kaybına yol GÖRME Diyabet ve hipertansiyon gibi önemli damarsal hastalıklara bağlı meydana gelen ufak damar tıkanmaları çift görmeye yol açabilir. Bu nedenle çift görmenin tek gözde mi yoksa çift gözde mi meydana geldiği oldukça önemlidir. Çünkü, kişi iki gözü de açıkken çift görüyor, tek göz kapanınca görüntü tek oluyorsa bu hipertansiyon ve diyabetin belirtisi olabilir. Bunlara ek olarak tiroid hastalıkları da çift görmeye ve gözün ileri doğru itilmesine neden olan önemli hastalıklardan GÖRME KAYIPLARI Auralı migren, geçici görme bozuklukları, cisimlerin etrafında kırılmalar gibi göz bulgularıyla beraber kendini gösterir. Bunun dışında göz migreni adı verilen hastalık; gözde ışık saçılmaları, yansımalar, kırık ve dalgalı görmeler, görme alanında kayıplar, görme alanındaki kör noktanın büyümesi ve hareketlenmesi gibi belirtilerle kendini gösterir. Geçici görme kaybına neden olan bu hastalık ataklarla seyreder. Ender durumlarda retina tabakasında hasara neden olarak kalıcı görme kaybına yol açabilir. Bu nedenle belirtiler ortaya çıktığında kesinlikle bir göz hekimine müracaat edilmesi KAPAKLARININ KAPANMAMASI Myastenia Gravis adı verilen ağır kas zaafı da ilk belirtilerini göz ve göz kapakları üzerinde göstermiştir. Kasların tutulumuyla beraber göz kapaklarında oluşan düşüklük sonrasında çift görmeye yol açabilir. Özellikle akşam saatlerine doğru kas zafiyetinin artış göstermesiyle beraber göz kapaklarındaki düşüklük giderek artar. Yüz kasları da zayıf olmasından dolayı uykuda göz kapakları KAPAĞI DÜŞMESİ Beyin ve göz tümörleri, göz bebeğinde biçim bozukluklarına ani büyüme ve küçülmelere, göz kapağında düşmelere, aniden oluşan ağrılı görme kaybına, göz ve çevresinde ağrıya yol açabilir. Belirtiler gözlemlendiği anda hemen bir hekime müracaat edilmelidir. Hastalığın ilerlemesi bulguların da ağırlaşmasına neden olabilir.
Göz Hastalıkları Belirtileri ve Nedenleri. Göz Hastalıkları Nelerdir? Katarakt Katarakt göz merceğinin değişik nedenlerle saydamlığını yitirerek ışık geçirmez bir duruma gelmesidir. En çok rastlanan sebebi yaşlılıktır. Saçların beyazlaşması gibi göz merceği de yaşla beraber saydamlığını yitirir ve görmede bozulmaya yol damla, gözlük veya ameliyatsız diğer uygulamalarla tedavi edilemez. Cerrahi müdahele gerekir. Lazerle dikişsiz katarakt cerrahisi Fakoemülsifikasyon ile saydamlığı kaybolmuş olan göz merceği alınarak yerine suni bir mercek göz çevresine yapılan bir enjeksiyonla veya iğne yapmadan yalnızca damlalarla sağlanır. Çoğunlukla genel anesteziye ihtiyaç duyulmaz. Ameliyat ortalama 15 dakika ameliyatından sonra ağrı, görme bulanıklığı, yanma, batma gibi yakınmalar görülebiliyor. Özellikle 50 yaşın üzerindeki hastaların gözyaşı kaliteleri yetersiz olmakta ve ameliyat sonrası kullanılan ilaçlardan sonra gözyaşının ph denilen dengesi farklılaşabiliyor. İlaçlara bağlı veya ilaçları bıraktıktan sonra da hastalarda bir müddet yanma, batma gibi yakınmalar Göz Tansiyonu Glokom göz tansiyonundan kaynaklanan, görme sinirinin hasarı ve görme hücrelerinin kaybıyla sonuçlanan bir hastalıktır. Glokomda göz içindeki sıvı basıncı görme yeteneği için gerekli olan göz sinirini zedeleyecek kadar yüksektir. Göz sinirinde tahribat meydana gelmişse bunun düzeltilmesi mümkün çoğu hastada herhangi bir belirti vermez. Ancak nadir de olsa bazen ani göz tansiyonu yükselmesine bağlı olarak gözde ve göz çevresinde ağrı, bulanık görme, bulantı, kusma ve eşyaların etrafında renkli haleler görme gibi belirtilere yol yaş üzerindekiler, ailesinde glokom hastalığı olanlar, göz yaralanması, şeker hastalığı olanlar, uzun süreli kortizon ilaçları kullanlar glokom riskiyle karşı basıncı düzeyleri ilaçlarla düşürülebiliyor. Ancak ilaçların ömür boyu kullanımı gerekir. İlaç dışında ameliyat da sözkonusu Körlüğü Tıptaki adı Daltonizm olan renk körlüğü genellikle doğuştan gelen bir hastalıktır. Renk körlüğünün nedeni gözdeki bazı maddelerin eksikliğidir. Kalıtsal sebeplerden kaynaklanabildiği gibi görme siniri, görme noktası ve göz tansiyonu gibi bazı göz hastalıkları sonucunda da meydana doğuştan olan renk körlüklerinin tedavisi yapılamıyor yalnızca sonradan olan renk körlüklerinin tedavisi yapılabiliyordu. Artık ülkemizde de uygulanan bir yöntemle doğuştan gelen renk körlükleri de tedavi edilebiliyor. Tedavide hastanın renk körlüğü saptanıyor ve renk körlüğü cinsine göre gözünün önüne lens Tembelliği Erken çocukluk çağında meydana gelen ve bir gözün yeterince görememesi durumudur. Göz tembelliği küçük yaşlarda tespit edildiğinde tedavi edilebildiği için anne ve babaların bu konuda çok dikkat olmaları ve çocuklarına göz muayenesi yaptırmaları gerekir. 7 yaşından sonra bu sorunu yenmek tembelliğine kalıtsal nedenler yol açabilir. Kapama tedavisiyle göz tembelliği giderilmeye çalışılır. Bu yöntem çocuğun iyi gören gözünün belli sürelerde kapatılıp kullanmadığı tembel gözünü kullanmaya Genellikle doğuştan gelmekle birlikte kazalar veya yüksek ateşli hastalıklar sonucunda da meydana esnasında eğer bebeği çıkarmak için zorlanılmışsa bebeğin başında bir ezilme, şişlik varsa, gözü hareket ettiren kasların sinirleri bundan etkilenebilir ve böylece şaşılık ilk iki üç ayı içerisinde annenin geçirdiği enfeksiyonlar da şaşılıkta rol Göz kapağının iç kısmını ve gözün ön yüzeyini kaplayan şeffaf bir zar olan konjonktivanın iltihaplanması durumu konjonktivit olarak durum virüs ya da bakteri nedeniyle olabileceği gibi allerjik bir reaksiyon ya da yeni doğanlarda gözyaşı kanalının tam olarak açılmamış olmasından dolayı da meydana gelebilir. Gözlerde kızarıklık, kaşıntı, gece kabuk halini alan göz akıntısı gibi belirtilerle kendini Gözdeki iris ve siliyer olarak bilinen bitişik dokuları içeren orta tabakanın iltihaplanmasıdır. Işığa duyarlılık, gözde kızarıklık, ağrı ve görmenin azalması gibi belirtilerle kendini Kornea tabakası normalde belli bir bombeliğe sahiptir. Keratokonus hastalığında doğuştan kaynaklanan bir hastalık olarak kornea giderek öne doğru sarkar. Bunun neticesinde de astigmat oluşur. Oluşan astigmat, göz yüzeyinin alt ve üst kadranında simetrik olmadığı, gözlük ve kontakt lensle tam olarak düzeltilemediği için hastanın görme kalitesini olumsuz olarak yeralan metin haber ve bilgi amaçlı hazırlanmış olup, hekimin uygulayacağı teşhis ve tedavisinin yerine geçmez. Herhangi bir tedavi sürecine başlamadan önce mutlaka sağlık uzmanının görüş ve onayı alınmalıdır.
göz kapaklarındaki belirtilerle başlayan hastalık