g07eV. 1625 Herkes Farkında Platformu üyeleri, "Sefer bizim zafer Allah'ındır" sloganıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a destek verdi. Herkes Farkında Platformu üyeleri, "Sefer bizim zafer Allah'ındır" sloganıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a destek meydanında bir araya gelen Herkes Farkında Platformunun basın açıklamasına bazı siyasi parti temsilcileri ile sivil toplum kuruluşu üyeleri destek verdi. Platform üyeleri adına Muş Alparslan Üniversitesi öğrencisi Özkan Orun bir açıklama Can Dündar ve Erdem Gül'ün tahliye olduklarının hemen ardından seçilmiş Cumhurbaşkanına hakaret etmelerinin kabul edilemez bir durum olduğunu belirten Özkan Orun, "Henüz kamuoyunun vicdanına ve adalete yaptıkları casusluk faaliyetlerinden dolayı hesap verememişken, sanki beraat etmiş gibi yaptıkları şovları çok net bir şekilde görüyoruz. Daha tahliye olduğu ilk dakikalarda bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanına 'Hesap verecekler' diye tehdit etme cüreti gösteren bu zatlara, millet olarak söyleyeceğimiz birkaç söz var. MİT Müsteşarına yapılmaya çalışılan operasyondan Gezi eylemlerine, 17-25 Aralık teşebbüsünden MİT TIR'ları olayına kadar zaten siz, kendi meşrebinizce hesap sormaya çalıştınız Sayın Can Dündar. Ama milletin feraseti sizin yasa dışı hamlelerinizin hepsini bertaraf etti ve etmeye de devam edecek" Dündar ve Gül'ü eleştirmeye devam eden Orun, sözlerini şöyle sürdürdü" Suriye'deki diktatörün değirmenine su taşımak için, bölgedeki muhaliflere ve Türkmenlere gittiği belli olan yardım TIR'larını, henüz o bölgede dahi olmayan IŞİD'e gittiğini iddia ederek binlerce masum insanın ölümüne sebep oldunuz. Tıpkı Esad gibi, PKK gibi. Anayasa Mahkemesinin kararı sizleri aklamıyor."Dünyanın hiçbir ülkesinde casusluk faaliyeti yapan, ülkesine rağmen çalışan, dış güçlerin piyonu olmuş kişilere kahraman muamelesinin yapılmadığını vurgulayan Orun, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a katılıyoruz. ve sonuna kadar yanındayız. Üniversiteli gençler olarak her şeyin farkındayız" diye basın açıklamasından sonra platform üyesi gençler, TRT'nin sevilen dizisi 'Diriliş Ertuğrul'un 'sefer bizim, zafer Allah'ındır' sloganlarını atarak olaysız dağıldı. - MUŞ Çeçen lider Kadirov'dan itiraf Çavuşoğlu ve Fidan'la gayri resmi görüşme gerçekleştirdik, Türkiye'ye davet ettiler ORC'a göre AK Parti'nin oyları yüzde 27'ye düşerken İYİ Parti'nin oyları yüzde 22'ye yükseldi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaleme aldığı mektup milyonlarca vatandaşa ulaştırılacak Kaynak İHA Muş Alparslan Üniversitesi, Recep Tayyip Erdoğan, Can Dündar, Politika, Güncel, Son Dakika Son Dakika › Güncel › 'Sefer Bizim Zafer Allah'ındır' Sloganıyla Cumhurbaşkanına Destek - Son Dakika Bu haber İhlas Haber Ajansı tarafından hazırlanmış olup habere tarafından hiçbir editöryal müdahalede bulunulmamıştır. İhlas Haber Ajansı tarafından hazırlanan bütün haberler sitemizde hazırlandığı şekliyle otomatik servis edilmektedir. Bu nedenle haberin hukuki muhatabı İhlas Haber Ajansı kurumudur. Bahçeli Kimin ne yapmak istediği, neyi hedeflediği bizim nazarımızda belli olmuştur. Felaket senaryoları güdenlere karşı kahraman Mehmetçiğimiz bir kez daha tarihi bir sorumluluk üstlenerek sefere çıkmıştır. Biliyor ve inanıyoruz ki sefer bizim, zafer Allah'ındır. Hedef ise Kızılelma'dır." Kaynak Anadolu Ajansı Eklenme 04 Şubat 2018 1758 - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Zeytin Dalı Harekatı'ndaki asıl gaye Suriye'de huzur ve barış ortamının sağlanması, Suriye topraklarının gerçek sahiplerine iadesidir. Afrin ile başlatılan sınır temizliğimiz mutlak suretle ve ilk etapta Menbiç olmak üzere, diğer alanları da kapsamalıdır ve inşallah da kapsayacaktır." dedi. Bahçeli, Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından Cumhuriyet Alanı'nda düzenlenen "1923 Projenin Toplu Açılış ve Temel Atma Töreni"nde yaptığı konuşmada, kentte bulunmaktan memnuniyet duyduğunu belirtti. Suriye'de iç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana sözde müttefik olan ülkelerin PYD/ PKK terör örgütünü güçlendirecek ve meşru bir yapıya sokacak bir yol izlediklerini ifade eden Bahçeli, "Hala da izlemeye devam ediyorlar. Terör örgütü IŞID ile mücadele bahanesiyle bir başka terör örgütü olan PYD/PKK'ya binlerce tır dolusu silah yardımı yaptılar. Canileri sınırlarımızın dibine yerleştirdiler. Böylelikle kanlı hesaplarının sonraki adımlarına ülkemizi de dahil edebileceklerini sandılar. Böyle bir hata ve gaflete düştüler." diye konuştu. Küresel güçlerin 4 parçalı sözde Kürdistan'ı hayata geçirmeyi planladığını, Irak işgaliyle başlatılan sürecin Suriye'deki iç savaş ortamıyla ilerletmek, yaygınlaştırmak istendiğini anlatan Bahçeli, şunları söyledi"İnsanlığın yüz karaları bölgeye söz gelimi demokrasiyi getireceklerdi. Ortadoğu'yu özgürleştireceklerdi. Akıllarınca ve bir asırdır yaptıkları gibi uygarlık taşıyacaklardı. Hedefler sinsi ve zalimdi. Emeller alçak ve insanlık dışıydı. Irak, Suriye, İran ve Türkiye'nin bölünmesi amaçlanmıştı. Özellikle ABD sorumsuz ve saygısız bir şekilde terör örgütleriyle aynı kareye girdi, aynı hizada, aynı şer planın içinde yer aldı. ABD yönetimi IŞID ile mücadele gerekçesine sığınıp, PYD/PKK'yi desteklemekten, arkasında durmaktan en ufak rahatsızlık duymadı. Bölgesel istikrarı ve barış ortamını tehlikeye atan ABD'nin görünen amacı PYD/PKK'ya Irak'tan başlayarak, Akdeniz'e uzanacak terör koridoru açtırmaktır. Ardından da bir terör devleti inşa etmek ve ettirmektir. Bu maksatla sınır muhafız birliği adı altında PYD/PKK'lı teröristlere sözde ordu kurdurma teşebbüslerine tanık olunmuştur. Bunun bir sonraki adımında ise siyasi meşrulaştırma gayretlerinin olacağı ise artık sır değildi. Ancak ABD suçüstü yakalanmıştır. Türkiye'nin bu çabalara müsaade etmesi doğal olarak aklın inkarıdır." - "Ok yaydan çıkmış, Türk'ün sabrı artık tükenmiştir" Bahçeli, Afrin'deki PYD/PKK ve DEAŞ terör örgütlerine yönelik olarak 20 Ocak'ta başlatılan Zeytin Dalı Harekatı'nın yerinde ve son derece büyük anlam ve öneme sahip olduğunu vurguladı. Fırat Kalkanı Harekatı'ndan sonra başlayan Afrin Harekatı'nı Türkiye'nin meşru müdafaa hakkının icrası olarak değerlendiren Bahçeli, bu operasyonun hukuki, insani ve haklı olduğunu, bölgesel istikrarın korunmasını amaç edindiğini belirtti. Harekatta Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasının esas olduğunu anlatan Devlet Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti"Zeytin Dalı Harekatı küresel zulmün terör örgütleri kanalıyla hayata geçirmeye çalıştığı kanlı hesaplara karşı Türkiye ve bölge ülkelerinin huzur ve istikrarını tesis etmek üzere planlanmış milli ve stratejik bir hamledir. Bundan kesinlikle geriye dönüş yoktur, olamayacaktır. Ok yaydan çıkmış, Türk'ün sabrı artık tükenmiştir. Yörüklerin ayranı kabarmıştır. Yalanlara karnımız toktur, oyalama girişimlerine artık tahammülümüz yoktur. Gün doğmuş, şafak sökmüş, siyah ve beyaz birbirinden ayrılmıştır. Kimin ne yapmak istediği, neyi hedeflediği bizim nazarımızda belli olmuştur. Felaket senaryoları güdenlere karşı kahraman Mehmetçiğimiz bir kez daha tarihi bir sorumluluk üstlenerek sefere çıkmıştır. Biliyor ve inanıyoruz ki sefer bizim, zafer Allah'ındır. Hedef ise Kızılelma'dır." Bahçeli, 15 Temmuz'da milletin tankını yine milletin üzerine süren FETÖ'cü alçakların dip bucak temizliğinin yapıldığını, bu defa da sınır ötesindeki hainlerin üstüne kahraman Türk askerlerinin Kızılelma şuuruyla tank sürdüğünü, top attığını ve jetlerle vurduğunu aktardı. "Beklenen Türk yola çıkmış, terör yuvalarını, terörist barınaklarını, kanlı sığınak ve mühimmat depolarını teker teker imha etmiş, etmeye de devam etmektedir." diyen Bahçeli, şöyle konuştu "Hainler saklandıkları deliklerde yok edilmektedir. Kurulan tuzaklar birer birer bozulmakta, yer altı terör tünelleri ateşe verilmektedir. Kahraman Mehmetlerimiz Hatay'da konuşlandığı sırada, Yörük çadırından çıkarak askerlerimizi duayla ziyaret eden, kurban kesip hepsini evladı gibi bağrına basan Yörük ana Türk milletinin eşsiz ferasetine tercümanlık yapmıştır. Bilinsin ki, istiklal ruhu Yörük analarının vicdanlarında mahfuzdur. Yeri gelmişken Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün şu sözünü gururla hatırlar ve hatırlatırım. 'Arkadaşlar, Gidip Toros Dağları'na bakınız, eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez.' Nitekim Mersin oldukça bize hiçbir hasım unsur diş geçiremez. Türk milleti yaşadıkça hiçbir müstevli varlığımıza gölge düşüremez. Yörükler'in pencerelerinden ışık yayıldığı müddetçe karşımıza hiçbir güç çıkamayacak, çıksa bile yenilip yutulmaya mahkum olacaktır." - "Harekatın asıl gayesi Suriye'de huzur ve barış ortamının sağlanmasıdır"Bahçeli, insanlık onur ve haysiyetinin Afrin'de yeniden layık olduğu seviyeye ulaşacağını, bunu Türkiye Cumhuriyeti'nin başaracağını bildirdi. Teröristlerle beraber karanlık ve kanlı hesap yapanların da mutlaka bozguna uğrayacaklarını vurgulayan Bahçeli, dualar ve desteklerin sonuna kadar Mehmetçiklerle beraber olduğunu ifade etti. Şimdiye kadar 900'e yakın teröristin etkisiz hale getirilmesinin, çok sayıda yerleşim birimi ve kırsal kesimin terör unsurlarından arındırılmasının harekatın başarısını her yönüyle ortaya koyduğunu vurgulayan Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti "Burseya ve Darmık Dağı başta olmak üzere, teröristlerden temizlenen alanlarda artık Türk bayrağı dalgalanmaktadır. Bu vesileyle tüm şehitlerimize, sınır ötesinden fırlatılan füzeler sonucunda hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara da şifa diliyorum. 16. güne giren Zeytin Dalı Harekatı'ndaki asıl gaye Suriye'de huzur ve barış ortamının sağlanması, Suriye topraklarının gerçek sahiplerine iadesidir. Afrin ile başlatılan sınır temizliğimiz mutlak suretle ve ilk etapta Menbiç olmak üzere, diğer alanları da kapsamalıdır ve inşallah da kapsayacaktır. Nerede bir terör unsuru varsa imha edilmeli, milli bekamıza yönelik tüm tehditler ortadan kaldırılmalıdır. Teröristler inlerine saklansalar da hendeklere girseler de fark etmeyecektir. Her nereye yuvalandılarsa orada başlarının ezilme zamanı gelmiştir. İster Fırat Nehri'nin doğusu olsun, isterse batısı; PKK/PYD nerde bulunursa bulunsun canidir, katildir, haindir, şiddetle cezalandırılmalıdır." MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Şimdilerde CHP, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sınır ötesi harekatını sulandırabilmek gayesiyle ÖSO'yu karalamaktadır. Bunların asıl rahatsızlığı Suriye'nin kuzeyindeki PYD/PKK'lı teröristlerin köşeye sıkışması, kapana kıstırılmasıdır. Kandil seviciliği, PYD/PKK yandaşlığı bunlar için adeta ana siyaset konusu haline gelmiştir." dedi. Bahçeli, Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından Cumhuriyet Alanı'nda gerçekleştirilen "1923 Projenin Toplu Açılış ve Temel Atma Töreni"nde yaptığı konuşmada, Özgür Suriye Ordusu'nun ÖSO Suriye'de Mehmetçik ile omuz omuza çarpışan, terör örgütlerine göz açtırmayan, varlık gayesi açık olan bir oluşum olduğunu belirterek, bu yapı içerisinde çok sayıda Türkmen'in bulunduğuna işaret etti. Fırat Kalkanı Harekatı başta olmak üzere ÖSO'nun, Mehmetçik ile omuz omuza mücadelesi sırasında çok sayıda kayıpları olduğunu aktaran Bahçeli, ÖSO'nun topraklarını ve Suriyelilerin varlıklarını koruma çabasını gösterdiklerini bildirdi. "Kim ne derse desin ÖSO, Suriyelilerin zulüm ve esaret karşısında oluşturdukları vatan savunmasının bayrağını taşımaktadır." diyen Bahçeli, şöyle konuştu "Türkiye'nin sağladığı imkanlar ve ÖSO'nun gösterdiği kararlılık sebebiyle ülkelerinden ayrılan çok sayıdaki Suriyeli, kendi vatanlarını müdafaa için muhkem bir tavır almışlardır. Halen Afrin'de çok sayıda ÖSO mensubu gönüllü olarak Zeytin Dalı Harekatı'na katılmakta, terörle mücadele etmektedir. TSK ve ÖSO arasındaki iş birliği ve koordinasyonun devamı elzemdir, yararlıdır. Fırat Kalkanı Harekatıyla teröristlerden arındırılan bölgede bu iş birliğinin olumlu sonuçları görülmüştür. Türkiye'nin çabaları sayesinde bugün Fırat Kalkanı Bölgesi'nde sayıları 100 bini aşan Suriyeli huzur ve güven içerisinde yaşamaktadır. Her türlü insani hizmet ve yardım bu bölgede Türkiye'nin verdiği destekle mağdurlara ulaşmış, hayat normale dönmüştür. Aynı yerde çok sayıda okullar açılmıştır, hastaneler çalışır vaziyettedir, alt yapı yeniden imar edilmiştir ve sosyal hayatın devamı için gerekli olan diğer tüm hizmetler faal durumdadır. Ancak bugün kimi çevreler bu durumdan memnuniyetsizdir. Karanlık odaklar korku ve kaygıya kapılmışlardır. Bunun yanında CHP'nin bu odaklarla yan yana gelmesi, Türkiye hasımlarıyla yanak yanağa vermesi utanç vesikasıdır." "Mehmetçik ve ÖSO arasındaki uyumu bozarak Suriye'de, Türkiye'nin azim ve iradesini kırmaya çalışanlara sözcülük görevi belli ki CHP'ye düşmüştür." ifadesini kullanan Bahçeli, şunları söyledi "Şimdilerde CHP, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sınır ötesi harekatını sulandırabilmek gayesiyle ÖSO'yu karalamaktadır. Bunların asıl rahatsızlığı Suriye'nin kuzeyindeki PYD/PKK'lı teröristlerin köşeye sıkışması, kapana kıstırılmasıdır. Kandil seviciliği, PYD/PKK yandaşlığı bunlar için adeta ana siyaset konusu haline gelmiştir." Bahçeli, Türk milleti askerinin yanında dualarla yer alırken CHP'nin HDP ile eş güdüm halinde askerlerin mücadele azmini sekteye uğratma çabası içerisinde olduğunu savundu. - "CHP milletvekili utanmadan PYD'yi aklamaya çabalamıştır" Mehmetçik'e doğrudan söz söylemeye korkanların ÖSO üzerinden sinsi bir oyun tezgahladığını anlatan Bahçeli, şöyle devam etti "Asıl niyet Zeytin Dalı Harekatı'nın zayıflatılmasıdır. Bu hainliği yapacak kadar gözü dönenler ne yazık ki kendilerine CHP'de yer bulmuşlardır. ÖSO'ya terörist yakıştırması yapan CHP zihniyeti, yakın geçmişte PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD/YPG'nin terör örgütü olmadığını iddia ediyordu. Hatta eli kanlı bu hain teröristleri vatanlarını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum olarak değerlendiriyorlardı. Şimdi de bir CHP milletvekili kalkmış, utanmadan, yüzü kızarmadan PYD'yi aklamaya çabalamıştır. Neymiş, PYD'nin terör örgütü olup olmadığına dair değerlendirme yapacak istihbarı bir bilgiye ve kurumsal yapıya sahip değillermiş. Mesela dün Afrin, Çukurca ve Kilis hudut bölgesinde kahramanlarımızı şehit eden hainlerin kimler ve hangi örgütün tetikçiliğini yapanlar olduğunu bu iş birlikçi kafa demek ki hala anlayamamış, hala görememiş. HDP'liler PYD'ye, YPG'ye sırtını dayamışlardı, CHP'liler de yakasını kaptırmış, iradelerini kiraya vermişlerdir. PYD'ye terör örgütü diyemeyen bizim nazarımızda maskeli PYD'li, mazbatalı YPG'lidir. CHP gerçeği işte budur. Bunlar bir türlü Türkiye'nin menfaatlerinin yanında durmayı beceremeyip, Türkiye hasımlarına aradıkları fırsatı vermeye gönüllülerdir. Nerede bir Türklük ve Türkiye hasmı varsa onların yanında saf tutmayı marifet sayan HDP, İP, FETÖ, PKK, PYD ile düşüp kalkan sefillerdir." - "Tabipler Birliği'nin vatansever ellere geçmesi konusunda gereken yapılmalı" MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözde aydın, gazeteci ve eski siyasetçi sıfatını taşıyan bazı kişilerin de "savaş istemiyoruz" çağrılarıyla öne çıktıklarını belirtti. Afrin'e yönelik düzenlenen meşru harekata leke düşürebileceklerini zannedenlerin bulunduğunu kaydeden Bahçeli, "Be hey ahmaklar. Allah'tan korkmaz, kuldan utanmazlar. PKK'lı caniler askerimize, polisimize, öğretmenimize, cami imamlarımıza, masum vatandaşlarımıza ve hatta kundaktaki bebeklere kurşun sıkarken niye sesiniz çıkmıyordu? Siz kimsiniz, neye hizmet ediyorsunuz? Nedir derdiniz? Nereye varmayı ümit ediyorsunuz? Hele bir de Tabipler Birliği adıyla bilinen bir yapı vardır ki hıyanetin bir ucunda da bunlar tutmuştur. Savaşın bir halk sağlığı olduğu iddiasıyla Afrin'deki meşru harekatı zedelemeye yeltenen bir kötürüm birlik, şimdiye kadar terörizmin aşağılık eylemlerine sessiz kalmıştır." diye konuştu. Tabipler Birliği'nin doktorları temsil etmeyen, onlar adına konuşma hakkı bulunmayan mesleki bir örgütlenme olduğunu ileri süren Bahçeli, "Bu kokuşmuş birlik hukuken gözden geçirilmeli, tertemiz vicdanlı Türk hekimlerini zan ve töhmet altında bırakmalarının önüne geçilmelidir." dedi. Bahçeli değerlendirmelerine şöyle devam etti "Tabipler Birliği'nin vatansever ellere geçmesi konusunda gereken neyse yapılmalı, işgalden kurtarılması sağlanmalıdır. MHP konuyla ilgili yapılacak veya yapılması düşünülen her girişime, her yasal düzenlemeye sonuna kadar destek verecektir. Bunlar sadece Türkiye'nin değil, insanlığın da defolu yüzleridir. Kim hangi isim, hangi oluşum, hangi sözde yapılanma adı altında bulunursa bulunsun, milli kahramanlık ve kararlılığımıza zarar veremeyeceklerdir. Terörist cenazelerinde tabut omuzlayanların, ülkemizin meşru çabalarını sulandırma hevesleri beyhudedir. Hiç kimsenin şüphesi olmasın, Türkiye bu melun zihniyetlere rağmen varlık mücadelesinden taviz vermeyecek, kesin sonuç alıncaya kadar tarihi yürüyüşünden sapmayacaktır. Vatanımıza yönelen terör tehdidi tamamıyla engellenecektir. Türklük ve Türkiye hasımları kudursa da yolumuzdan dönmeyeceğiz, devletin, yiğit Mehmetlerimizin sonuna kadar yanında duracağız. Devlet ve milletin el ele verdiği bu dönemde Türkiye hasımlarının yanında yer arayanlara bizzat Türk milleti elbette hak ettikleri ders ve cevabı verecektir." - MHP'nin belediyecilik anlayışı Bahçeli, Mersin'in projelerle geleceğe taşındığını belirterek, toplu açılış ve temel atma töreninde emeği geçen başta Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkanı Burhanettin Kocamaz olmak üzere herkese şükranlarını sundu. Kentteki projelerin, aynı zamanda cumhuriyete sahip çıkma kararlılığının icraat ve hizmete dönüşmüş şekli olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Biliyoruz ki su uyusa da düşman uyumuyor. Taşeron terör örgütleri durmuyor, hıyanet vazgeçmiyor. Buna karşılık Türkiye sevdalıları, bin yıllık kardeşlik hukukunu gelecek bin yıllara taşımanın heyecan ve hevesiyle dolup taşıyor." diye konuştu. Bahçeli, partisinin belediyecilik vizyonunun hizmetle yoğrulduğunu ifade ederek, belediyecilik anlayışlarında ötekileştirmenin bulunmadığını, temel hedeflerinin eşit ve adil bir hizmet sunmak olduğunu aktardı. Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin engelleri aşmak için var gücüyle çalıştığına işaret eden Bahçeli, şöyle devam etti "Bu tablo bizleri mutlu ederken elbette birilerini de rahatsız ediyor. Varsın rahatsız olsunlar, çekemesinler, kıvrım kıvrım kıvransınlar. Onlara diyecek tek bir sözümüz vardır, herkes gider Mersin'e, bunlar gider tersine. Dünya dönse tersine, Mersin gitmez tersine. Mersin doğru yoldan şaşmaz, şaşırmaz; şaşıranlara, şımaranlara asla pabuç bırakmaz. MHP de 2019 Mahalli İdareler Seçimlerinde destan yazacak, Mersin'e şaşı bakanları, yoldan çıkanları, yolunu şaşıranları bir kez daha mağlup edecektir. Partimizin yükselişini gölgelemeye çalışanların kafalarını kuma sokmaları nafiledir. Gelecek ay-yıldızlı al bayrağın altındadır. Geleceğin huzur, adalet ve istikrarı üç hilalin çizdiği fikri ve ahlaki güzergahtadır." Kendisini dinleyenlere "2019'a hazır mısınız", "Milli ittifaka, milli bekaya evet mi?" diye soran Bahçeli, Mersin'in kendilerini hiç mahcup etmediğini, yine etmeyeceğini ifade etti. Bahçeli, konuşmasının ardından protokol üyeleriyle 1923 Proje'nin toplu açılışını gerçekleştirerek, temelini attı. Facebook'tan takip etmek için tıklayınız Bu Habere Tepkiniz Herkes Farkında Platformu üyeleri, “Sefer bizim zafer Allah’ındır” sloganıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a destek verdi. Belediye meydanında bir araya gelen Herkes Farkında Platformunun basın açıklamasına bazı siyasi parti temsilcileri ile sivil toplum kuruluşu üyeleri destek verdi. Platform üyeleri adına Muş Alparslan Üniversitesi öğrencisi Özkan Orun bir açıklama yaptı. Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ün tahliye olduklarının hemen ardından seçilmiş Cumhurbaşkanına hakaret etmelerinin kabul edilemez bir durum olduğunu belirten Özkan Orun, “Henüz kamuoyunun vicdanına ve adalete yaptıkları casusluk faaliyetlerinden dolayı hesap verememişken, sanki beraat etmiş gibi yaptıkları şovları çok net bir şekilde görüyoruz. Daha tahliye olduğu ilk dakikalarda bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanına Hesap verecekler’ diye tehdit etme cüreti gösteren bu zatlara, millet olarak söyleyeceğimiz birkaç söz var. MİT Müsteşarına yapılmaya çalışılan operasyondan Gezi eylemlerine, 17-25 Aralık teşebbüsünden MİT TIR’ları olayına kadar zaten siz, kendi meşrebinizce hesap sormaya çalıştınız Sayın Can Dündar. Ama milletin feraseti sizin yasa dışı hamlelerinizin hepsini bertaraf etti ve etmeye de devam edecek” Dündar ve Gül’ü eleştirmeye devam eden Orun, sözlerini şöyle sürdürdü “Suriye’deki diktatörün değirmenine su taşımak için, bölgedeki muhaliflere ve Türkmenlere gittiği belli olan yardım TIR’larını, henüz o bölgede dahi olmayan IŞİD’e gittiğini iddia ederek binlerce masum insanın ölümüne sebep oldunuz. Tıpkı Esad gibi, PKK gibi. Anayasa Mahkemesinin kararı sizleri aklamıyor.”Dünyanın hiçbir ülkesinde casusluk faaliyeti yapan, ülkesine rağmen çalışan, dış güçlerin piyonu olmuş kişilere kahraman muamelesinin yapılmadığını vurgulayan Orun, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a katılıyoruz. Ve sonuna kadar yanındayız. Üniversiteli gençler olarak her şeyin farkındayız” diye basın açıklamasından sonra platform üyesi gençler, TRT’nin sevilen dizisi Diriliş Ertuğrul’un sefer bizim, zafer Allah’ındır’ sloganlarını atarak olaysız dağıldı.İHA MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Mersin Büyükşehir Belediyesi Temel Atma Ve Açılış Töreninde konuştu. MHP Lideri Bahçeli'nin konuşması şu şekilde Aziz Vatandaşlarım, Muhterem Mersinliler, Değerli Dava Arkadaşlarım, Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler Başı Toroslar kadar dik, gönlü Akdeniz kadar engin Mersinlileri yürekten selamlıyor, hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Bizleri tekrardan buluşturan Rabbim’e şükrediyorum. Maşallah Mersin çağlıyor, Cumhuriyet Meydanı mahşeri bir coşkuyla şahlanıyor. Allah nazardan saklasın, Mersin ayağa kalkmış, dosta güven düşmana korku salan bir duruş gösteriyor. Mersin safları sıkılaştırmış, sevgi bağlarını güçlendirmiş, gönül köprülerini çoktan kurmuş, geleceğe bakıyor, geleceğin ufkunu kavrıyor. Allah eksikliğinizi göstermesin. Düşman çatlatan bu kutlu duruşunuzdan dolayı hepinizi kutluyorum. Yurdumun diğer köşelerinde buradaki coşkuya gıyaben ve manen ortak olan, tüm vatandaşlarıma da bu vesileyle muhabbetlerimi iletiyorum. Mersin’in incileri olan Akdeniz’i, Anamur’u, Aydıncık’ı, Bozyazı’yı, Çamlıyayla’yı, Erdemli’yi, Gülnar’ı, Mezitli’yi, Mut’u, Silifke’yi, Tarsus’u, Toroslar’ı, Yenişehir’i hasretle selamlıyorum. Mersin demek; birlik, beraberlik ve kardeşlik demektir. Mersin demek; kucaklaşma, kaynaşma ve kararlılık demektir. Mersin demek; dayanışma, diriliş ve dik duruş demektir. Mersinli olmanın hakkını veren tüm vatandaşlarımı tebrik ediyor kökeni, mezhebi, inancı ne olursa olsun herkesi bağrıma basıyorum. Mersin’i 1923 Projeyle geleceğe taşıma iradesi gösteren ve bugünkü Toplu Açılış ve Temel Atma Töreni’nde emeği geçen başta Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Burhanettin Kocamaz Bey olmak üzere; Mersin’in gelişmesinde payı bulunan dava arkadaşlarımıza, bütün vatandaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Aziz Mersinliler, Değerli Dava Arkadaşlarım, Geçmişte Türk milletinin güçlü iradesi yedi düvelin kanlı dişlerini sökmüştü. Akdeniz gibi kabaran milli ruh üzerimize çullanan emperyalist acımasızlığı ezip geçmişti. İşgal ve mütareke yıllarında, milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtarmıştı. Vatanın ve milletin bölünmez bir bütün olduğu cihana ilan edilmişti. Hiçbir hain emel Kuvayı Milliye şuuruyla boy ölçüşememişti. Milletimizin iman dolu göğsü her saldırıyı eritmiş ve püskürtmüştü. Yalnızca Milli Mücadele yıllarında değil, tarihin her döneminde aziz ecdadımız vatanın bekası için her cefaya katlanmış, hakkı olanı almıştı. İstiklalin namusunu korumak için her fedakarlık yapılmıştı. Gerekirse aynısı yine yapılacaktır. Türk milletinin birlik ve beraberlik ruhu hamd olsun her daim bu cennet vatanı güvenceye kavuşturmuştur. Millet kendi kaderine bizzat kendi hükmetmiştir. Esaret zincirleri zalimlerin kafasına kırılmıştır. Bunu yapan, bunu başaran elbette ve sonsuza kadar büyük Türk milletinden başkası olmamıştır. 95 yıl önce Cumhuriyetle buluşan, kendi geleceğini aracısız belirleme salahiyetini üstlenen aziz milletimiz, aynı zamanda bekasının da, birlik ve dirliğinin de ebedi muhafızlığını üstlenmiştir. İftiharla söylüyorum ki MHP, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine sadık, milli bekanın yaşaması ve yaşatılması konusunda da son neferine kadar yeminlidir. Mersin’i 1923 projeyle geleceğe taşıma iradesi aynı zamanda Cumhuriyet’e sahip çıkma kararlılığının icraat ve hizmete dönüşmüş şeklidir. Biliyoruz ki, su uyusa da düşman uyumuyor. Taşeron terör örgütleri durmuyor, hıyanet vazgeçmiyor. Buna karşılık Türkiye sevdalıları, bin yıllık kardeşlik hukukunu gelecek bin yıllara taşımanın heyecan ve hevesiyle dolup taşıyor. Cumhuriyeti kuran ruh ve irade 95 yıl önce olduğu gibi bugün de çok şükür uyanık ve ayaktadır. İman, ihanet karşısında aşılmaz set, geçilmez surdur. Cumhuriyet Meydanı’ndaki bu muazzam coşku bunun ispat ve işaretidir. Mersin vatanın güvencesidir. Yörükler milletin şah damarıdır. Mersin, tüm fesat odaklarına, fitne yuvalarına karşı teyakkuzdadır. Kuruluş ve kurtuluş ruhuyla 1923 projenin Mersin’de hayata geçiyor olması ayrıca önemlidir, değerlidir, imrenilecek bir gelişmedir. Ne diyor şair; “Dalgalansın her tarafta şanlı Türk’ün bayrağı Korumaktır ve yüceltmek azmimiz bu toprağı! Bu vatan hiç sensiz olmaz, ey güzel Cumhuriyet Milletim öyle demiştir; ya ölüm, ya hürriyet!” İşte bu duygudur 15 Temmuz gecesi Mersin’i ayağa kaldıran. İşte bu duruştur 15 Temmuz gecesi meydanları işgalcilere dar eden. İş bu yüksek duyuştur Mersin’i Mersin yapan. Var ol Mersin. Şad ol Mersin. Al bayrağa göz dikenin, dersini verir Mersin. Burada korkaklık yer bulamaz, ihanet barınamaz. Mersin’de vefasızlık kuluçkaya yatmamış, yatmayacaktır. Çünkü Akdeniz’in görkemi Mersin; dayanışmanın, paylaşmanın, hoşgörünün, adam gibi adam olanların diyarıdır. Çünkü Mersin Milli Mücadele yıllarının Bozkurt müfrezesidir. Adile Çavuş’un ruhu, Yörüklerin kahramanlık haykıran nefesidir. Aziz Mersinliler; Değerli Vatandaşlarım; Milliyetçi Hareket Partisi’nin belediyecilik vizyonu hizmetle yoğrulmuş, insanımızı müreffeh bir gelecekle buluşturma arzusuyla dokunmuştur. Bizim belediyecilik anlayışımızda ötekileştirme yoktur. Eşit ve adil bir hizmet sunmak temel ilkemiz, temel hedefimizdir. Belediyecilik kavrayışımızın harcı; dik baş, tok karın, mutlu yarın idealiyle karılmıştır. MHP’li belediyelerin olduğu yurt köşelerinde gece gündüz demeden çalışmak, üretmek, çare ve çözüm bulmak asıldır, esastır. Mersin Büyükşehir örnek teşkil eden, haysiyetli ve hizmetkar tutumu sayesinde parmakla gösterilen bir belediyedir. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin azmini, çalışkanlığını, gayretini gördükçe mutlu oluyor, bundan gurur duyuyorum. Emanetin ehil ellerde olduğunu biliyor, buna yürekten inanıyorum. Sizlerin yüzü gülüyorsa mesele yoktur. Huzurunuz yerindeyse vicdanımız müsterihtir. Allah’a şükürler olsun ki, Mersin Büyükşehir Belediyesi önündeki engelleri aşmak için var gücüyle çalışıyor, insanımızın huzur ve mutluluğu için canını dişine takıyor. Bu tablo bizleri mutlu ederken elbette birilerini de rahatsız ediyor. Varsın rahatsız olsunlar. Varsın çekemesinler. Varsın kıvrım kıvrım kıvransınlar. Onlara diyecek tek bir sözümüz vardır. Herkes gider Mersin’e, bunlar gider tersine. Dünya dönse tersine, Mersin gitmez tersine. Mersin doğru yoldan şaşmaz, şaşırmaz. Şaşıranlara, şımaranlara asla pabuç bırakmaz. Milliyetçi Hareket Partisi de 2019 Mahalli İdareler Seçimlerinde destan yazacak, Mersin’e şaşı bakanları, yoldan çıkanları, yolunu şaşıranları bir kez daha mağlup edecektir. Partimizin yükselişini gölgelemeye çalışanların kafalarını kuma sokmaları nafiledir. Gelecek Ay Yıldızlı Al Bayrağın altındadır; geleceğin huzur, adalet ve istikrarı Üç Hilal’in çizdiği fikri ve ahlaki güzergâhtadır. Mersin, milliyetçi mücadelemizin gurur kaynağıdır. Mersin diridir, dirençlidir, dirayetlidir. Görüyorum ki Mersin bir kez daha kararını vermiş, 2019 yılındaki 3 seçim için sabırla beklemeye koyulmuştur. Şimdi sizlere soruyorum; 2019’a hazır mısınız? Evet 2019’da Büyükşehir’den ilçelere kadar belediyeleri birer birer MHP’ye emanet etmeye var mısınız? Evet Söz veriyor musunuz? Evet Milli ittifaka evet mi? Milli bekaya evet mi? Türkiye’ye evet mi? Mersin iradesini göstermiş, ne mutlu ki, bu iş bitmiştir. Allah hepinizden razı olsun, sizlere güvenim tam ve eksiksizdir. Mersin bizi hiç mahcup etmedi, inanıyorum ki, yine etmeyecek, yine yanımızdan ve safımızdan ayrılmayacaktır. Muhterem Mersinliler, Aziz Dava Arkadaşlarım, Suriye’de iç savaşın başladığı 2011 yılından buyana sözde müttefikimiz olan ülkeler, PKK/PYD terör örgütünü güçlendirecek ve dahası meşru bir yapıya sokacak yol izlediler. Hala da izlemeye devam ediyorlar. Terör örgütü IŞİD’le mücadele bahanesiyle bir başka terör örgütü olan PKK/PYD’ye binlerce tır dolusu silah yardımı yaptılar. Canileri sınırlarımızın dibine yerleştirdiler. Böylelikle kanlı hesaplarının sonraki adımlarına ülkemizi de dâhil edebileceklerini sandılar. Böylesi bir hata ve gaflete düştüler. Dört parçalı sözde Kürdistan’ı hayata geçirmeyi planlayan küresel vandallık, Irak işgali ile başlattığı süreci Suriye’deki iç savaş ortamıyla ilerletmek, yaygınlaştırmak istedi. İnsanlığın yüz karaları, bölgeye sözgelimi demokrasi getireceklerdi. Ortadoğu’yu özgürleştireceklerdi. Akıllarınca ve bir asırdır yaptıkları gibi, uygarlık taşıyacaklardı. Hedefler sinsi ve zalimdi. Emeller alçak ve insanlık dışıydı. Irak, Suriye, İran ve Türkiye’nin bölünmesi amaçlanmıştı. Özellikle ABD sorumsuz ve saygısız bir şekilde terör örgütleriyle aynı kareye girdi, aynı hizaya düştü, aynı şer planın içinde yer aldı. ABD yönetimi IŞİD’le mücadele gerekçesine sığınıp PKK/PYD’yi desteklemekten, arkasında durmaktan en ufak rahatsızlık duymadı. Bölgesel istikrarı ve barış ortamını tehlikeye atan Vashington’un görünen amacı, PKK/PYD’ye Irak’tan başlayarak Akdeniz’e uzanacak bir terör koridoru açtırmaktır. Ardından da bir terör devleti inşa etmek ve ettirmektir. Bu maksatla Sınır Muhafız Birliği adı altında PKK/PYD’li teröristlere sözde ordu kurdurma teşebbüslerine tanık olunmuştur. Bunun bir sonraki adımında ise siyasi meşrulaştırma gayretlerinin olacağı ise artık sır değildir. Ancak ABD suçüstü yakalanmıştır. Türkiye’nin bu çabalara müsaade etmesi doğal olarak aklın inkarıdır. Bu çerçevede Afrin’deki PKK/PYD ve IŞİD terör örgütlerine yönelik olarak 20 Ocak 2018’de başlatılan Zeytin Dalı Harekâtı yerindedir, son derece büyük anlam ve öneme sahiptir. Fırat Kalkanı Harekâtı’ndan sonra başlayan Afrin operasyonu bizim meşru müdafaa hakkımızın icrasıdır. Ve bu operasyon elbette hukukidir, insanidir, haklıdır ve bölgesel istikrarın korunmasını amaç edinmektedir. Bu harekâtta Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması esastır. Zeytin Dalı Harekatı; küresel zulmün terör örgütleri kanalıyla hayata geçirmeye çalıştığı kanlı hesaplara karşı Türkiye ve bölge ülkelerinin huzur ve istikrarını tesis etmek üzere planlanmış milli ve stratejik bir hamledir. Bundan kesinlikle geriye dönüş yoktur, olamayacaktır. Ok yaydan çıkmış, Türk’ün sabrı artık tükenmiştir. Yörüklerin ayranı kabarmıştır. Yalanlara karnımız toktur, oyalama girişimlerine artık tahammülümüz yoktur. Gün doğmuş, şafak sökmüş, siyah ve beyaz birbirinden ayrılmıştır. Kimin ne yapmak istediği, neyi hedeflediği bizim nazarımızda belli olmuştur. Felaket senaryoları güdenlere karşı kahraman Mehmetçiğimiz bir kez daha tarihi bir sorumluluk üstlenerek sefere çıkmıştır. Biliyor ve inanıyoruz ki sefer bizim, zafer Allah’ındır. Hedef ise Kızılelma’dır. 15 Temmuz’da milletin tankını yine milletin üzerine süren FETÖ’cü alçakların dip bucak temizliği yapılırken, bu defa da sınır ötesindeki hainlerin üstüne kahraman Türk askeri Kızılelma şuuruyla tank sürmekte, top atmakta, jetlerle vurmaktadır. Gök kubbe çadırımız, güneş tuğumuzdur. Ay kalkanımız, dağlar süngümüzdür. Yağız yer otağımız, gaza toyumuzdur. Beklenen Türk yola çıkmış, terör yuvalarını, terörist barınaklarını, kanlı sığınak ve mühimmat depolarını teker teker imha etmiş, etmeye de devam etmektedir. Hainler saklandıkları deliklerde yok edilmektedir. Kurulan tuzaklar birer birer bozulmakta, yer altı terör tünelleri ateşe verilmektedir. Kahraman Mehmetlerimiz Hatay’da konuşlandığı sırada, Yörük çadırından çıkarak askerlerimizi duayla ziyaret eden, kurban kesip hepsini evladı gibi bağrına basan Yörük Ana Türk milletinin eşsiz ferasetine tercümanlık yapmıştır. Bilinsin ki, istiklal ruhu Yörük analarının vicdanlarında mahfuzdur. Yeri gelmişken Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözünü gururla hatırlar ve hatırlatırım “Arkadaşlar! Gidip Toros Dağları’na bakınız, eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez.” Nitekim Mersin oldukça bize hiçbir hasım unsur diş geçiremez. Türk milleti yaşadıkça hiçbir müstevli varlığımıza gölge düşüremez. Yörüklerin pencerelerinden ışık yayıldığı müddetçe karşımıza hiçbir güç çıkamayacak, çıksa bile yenilip yutulmaya mahkûm olacaktır. İnanıyor ve ümit ediyorum ki; insanlık onur ve haysiyeti Afrin’de yeniden layık olduğu seviyeye ulaşacak ve ulaştırılacaktır. Bunu Türkiye Cumhuriyeti Devleti başaracaktır. Teröristlerle beraber karanlık ve kanlı hesap yapanlar mutlaka bozguna uğrayacaklardır. Tıpkı şairin dediği gibi Vur Mehmedim! Vur ki; bahtım uyansın. Tekbir sedaları, arşa dayansın, Sen ki; çelikleşmiş imansın, Vur Mehmedim! Hak için, Allah için, mazlumlardan yükselen o 'Ah' için. Sen tarihsin, sen zafersin, sen bayraksın, sen vatansın. Vur Mehmedim! Vur ki; Dünya utansın. Yüce Allah şanlı ordumuzun yeni gazasını mübarek eylesin. Dualarımız ve desteklerimiz sonuna kadar tertemiz yüreğe sahip Mehmetlerimizle beraberdir. Aziz milletimizin eli semaya açık, gönlü ve gözü daima askeriyle beraberdir. Şimdiye kadar 900’e yakın teröristin etkisiz hale getirilmesi, çok sayıda yerleşim birimi ve kırsal kesimin terör unsurlarından arındırılması harekâtın başarısını her yönüyle ortaya koymaktadır. Burseya ve Darmık Dağı başta olmak üzere teröristlerden temizlenen alanlarda artık Türk bayrağı dalgalanmaktadır. Bu vesileyle tüm şehitlerimize, sınır ötesinden fırlatılan füzeler sonucunda hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara da şifa diliyorum. 16’ncı güne giren Zeytin Dalı Harekatı’ndaki asıl gaye Suriye’de huzur ve barış ortamının sağlanması, Suriye topraklarının gerçek sahiplerine iadesidir. Afrin ile başlatılan sınır temizliğimiz mutlak suretle ve ilk etapta Menbiç olmak üzere diğer alanları da kapsamalıdır. Ve inşallah da kapsayacaktır. Nerede bir terör unsuru varsa imha edilmeli, milli bekamıza yönelik tüm tehditler ortadan kaldırılmalıdır. Teröristler inlerine saklansalar da, hendeklere girseler de fark etmeyecektir. Her nereye yuvalandılarsa orada başlarının ezilme zamanı gelmiştir. İster Fırat Nehri’nin doğusu olsun, isterse batısı; PKK/PYD nerde bulunursa bulunsun canidir, katildir, haindir, şiddetle cezalandırılmalıdır. Aziz Mersinliler, Değerli Dava Arkadaşlarım, Özgür Suriye Ordusu, Suriye’de Mehmetçikle omuz omuza çarpışan, terör örgütlerine göz açtırmayan, varlık gayesi açık olan bir oluşumdur. Dahası bu yapı içerisinde çok sayıda Türkmen soydaşımız da bulunmaktadır. Fırat Kalkanı Harekâtı başta olmak üzere ÖSO’nun, Mehmetçik ile omuz omuza mücadelesi sırasında çok sayıda kayıpları olmuştur. ÖSO, topraklarını ve Suriyelilerin varlıklarını koruma çabasındadır. Kim ne derse desin ÖSO, Suriyelilerin zulüm ve esaret karşısında oluşturdukları vatan savunmasının bayrağını taşımaktadır. Türkiye’nin sağladığı imkânlar ve ÖSO’nun gösterdiği kararlılık sebebiyle ülkelerinden ayrılan çok sayıdaki Suriyeli, kendi vatanlarını müdafaa için muhkem bir tavır almışlardır. Halen Afrin’de çok sayıda ÖSO mensubu gönüllü olarak Zeytin Dalı Harekatı’na katılmakta, terörle mücadele etmektedir. TSK ve ÖSO arasındaki işbirliği ve koordinasyonun devamı elzemdir, yararlıdır. Fırat Kalkanı Harekâtı ile teröristlerden arındırılan bölgede bu işbirliğinin olumlu sonuçları görülmüştür. Türkiye’nin çabaları sayesinde bugün Fırat Kalkanı Bölgesi’nde sayıları yüz bini aşan Suriyeli huzur ve güven içerisinde yaşamaktadır. Her türlü insani hizmet ve yardım bu bölgede Türkiye’nin verdiği destekle mağdurlara ulaşmış, hayat normale dönmüştür. Aynı yerde çok sayıda okullar açılmıştır, hastaneler çalışır vaziyettedir, alt yapı yeniden imar edilmiştir ve sosyal hayatın devamı için gerekli olan diğer tüm hizmetler faal durumdadır. Ancak bugün kimi çevreler bu durumdan memnuniyetsizdir Karanlık odaklar korku ve kaygıya kapılmışlardır. Bunun yanında CHP’nin bu odaklarla yan yana gelmesi, Türkiye hasımlarıyla yanak yanağa vermesi utanç vesikasıdır. Mehmetçik ve ÖSO arasındaki uyumu bozarak Suriye’de Türkiye’nin azim ve iradesini kırmaya çalışanlara sözcülük görevi belli ki CHP’ye düşmüştür. Şimdilerde CHP, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sınır ötesi harekâtını sulandırabilmek gayesiyle ÖSO’yu karalamaktadır. Bunların asıl rahatsızlığı Suriye’nin kuzeyindeki PKK/PYD’li teröristlerin köşeye sıkışması, kapana kıstırılmasıdır. Kandil seviciliği, PKK/PYD yandaşlığı bunlar için adeta ana siyaset konusu haline gelmiştir. Şu işe bakın ki, Türk milleti askerinin yanında dualarla yer alırken CHP, HDP’yle eşgüdüm halinde askerlerimizin mücadele azmini sekteye uğratmanın çabası içerisindedir. Mehmetçiğe doğrudan söz söylemeye korkanlar ÖSO üzerinden sinsi bir oyun tezgahlamaktadır. Asıl niyet Zeytin Dalı Harekâtı’nın zayıflatılmasıdır. Bu hainliği yapacak kadar gözü dönenler ne yazık ki kendilerine CHP’de yer bulmuşlardır. ÖSO’ya terörist yakıştırması yapan CHP zihniyeti, yakın geçmişte PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD/YPG’nin terör örgütü olmadığını iddia ediyordu. Hatta eli kanlı bu hain teröristleri vatanlarını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum olarak değerlendiriyorlardı. Şimdi de bir CHP milletvekili kalkmış, utanmadan, yüzü kızarmadan PYD’yi aklamaya çabalamıştır. Neymiş, PYD’nin terör örgütü olup olmadığına dair değerlendirme yapacak istihbarı bir bilgiye ve kurumsal yapıya sahip değillermiş. Mesela dün Afrin, Çukurca ve Kilis hudut bölgesinde kahramanlarımızı şehit eden hainlerin kimler ve hangi örgütün tetikçiliğini yapanlar olduğunu bu işbirlikçi kafa demek ki hala anlayamamış, hala görememiş. HDP’liler PYD’ye, YPG’ye sırtını dayamışlardı, CHP’liler de yakasını kaptırmış, iradelerini kiraya vermişlerdir. PYD’ye terör örgütü diyemeyen bizim nazarımızda maskeli PYD’li, mazbatalı YPG’lidir. CHP gerçeği işte budur. Bunlar bir türlü Türkiye’nin menfaatlerinin yanında durmayı beceremeyip, Türkiye hasımlarına aradıkları fırsatı vermeye gönüllülerdir. Nerede bir Türklük ve Türkiye hasmı varsa onların yanında saf tutmayı marifet sayan; HDP, İP, FETÖ, PKK, PYD’yle düşüp kalkan sefillerdir. Diğer yandan karanlık suretli sözde aydın, gazeteci ve eski siyasetçi sıfatını taşıyan bazı çürümüşler de savaş istemiyoruz çağrılarıyla öne çıkmışlardır. Afrin’e yönelik düzenlenen meşru harekâta leke düşürebileceklerini zannediyorlar. Be hey ahmaklar! Bre Allah’tan korkmaz, kuldan utanmazlar! PKK’lı caniler askerimize, polisimize, öğretmenimize, cami imamlarımıza, masum vatandaşlarımıza ve hatta kundaktaki bebeklere kurşun sıkarken niye sesiniz çıkmıyordu? Siz kimsiniz, neye hizmet ediyorsunuz? Nedir derdiniz? Nereye varmayı ümit ediyorsunuz? Hele bir de Tabipler Birliği adıyla bilinen bir yapı vardır ki hıyanetin bir ucunda da bunlar tutmuştur. Savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğu iddiasıyla Afrin’deki meşru harekâtı zedelemeye yeltenen bir kötürüm birlik, şimdiye kadar terörizmin aşağılık eylemlerine sessiz kalmıştır. Tabipler Birliği doktorlarımızı temsil etmeyen, onlar adına konuşma hakkı bulunmayan mesleki bir örgütlenmedir. Bu kokuşmuş birlik hukuken gözden geçirilmeli, tertemiz vicdanlı Türk hekimlerini zan ve töhmet altında bırakmalarının önüne geçilmelidir. Tabipler Birliği’nin vatansever ellere geçmesi konusunda gereken neyse yapılmalı, işgalden kurtarılması sağlanmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi konuyla ilgili yapılacak veya yapılması düşünülen her girişime, her yasal düzenlemeye sonuna kadar destek verecektir. Bunlar sadece Türkiye’nin değil, insanlığın da defolu yüzleridir. Kim hangi isim, hangi oluşum, hangi sözde yapılanma adı altında bulunursa bulunsun, milli kahramanlık ve kararlılığımıza zarar veremeyeceklerdir. Terörist cenazelerinde tabut omuzlayanların, ülkemizin meşru çabalarını sulandırma hevesleri beyhudedir. Hiç kimsenin şüphesi olmasın, Türkiye bu melun zihniyetlere rağmen varlık mücadelesinden taviz vermeyecek, kesin sonuç alıncaya kadar tarihi yürüyüşünden sapmayacaktır. Vatanımıza yönelen terör tehdidi tamamıyla engellenecektir. Türklük ve Türkiye hasımları kudursa da yolumuzdan dönmeyeceğiz, devletin, yiğit Mehmetlerimizin sonuna kadar yanında duracağız. Devlet ve milletin el ele verdiği bu dönemde Türkiye hasımlarının yanında yer arayanlara bizzat Türk milleti elbette hak ettikleri ders ve cevabı verecektir. Bu vesile ile sözlerime son verirken Cumhuriyet Meydanı’nı dolduran siz değerli vatandaşlarımı bir kez daha sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Toplu Açılış ve Temel Atma Töreniyle hayata geçecek olan 1923 Projenin Mersin’e hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Burhanettin Kocamaz Bey ve ekibini tekraren kutluyor, emeği geçen tüm dava arkadaşlarıma, tüm Mersinli kardeşlerime teşekkürlerimi sunuyorum. Rabbim hepinizden razı olsun. Sağ olun, var olun. Cenab-ı Allah’a emanet olun. Ne mutlu Türküm Diyene! Güncelleme Tarihi 04 Şubat 2018, 1853 Dünyadaki 1 buçuk milyar Müslüman'ın sesi, İslam'ın son kalesi olan Türkiye, terör odaklarına ve onları destekleyen ülkelere karşı mücadelesini kararlı bir şekilde sürdürüyor. Dünyanın görmezden geldiği Siyonistlerin esareti altındaki Ortadoğu'daki zulme 'dur' demek, mazlumlara sahip çıkmak, cennet vatanımızın birlik, huzur ve bekası için 20 Ocak'ta başlatılan Zeytin Dalı Harekatı'nda 49'uncu güne girerken bu hak yolda kutlu zafere çok yaklaştığımıza gönülden inanıyoruz. Ortadoğu'nun en ücra köşelerine kadar ilerleyerek terör odaklarının inlerine girip sorunu kökünden çözeceğiz inşallah. 'SABREDİN' Çünkü alemlerin rabbi olan Allah bu müjdeyi bize yüce beyanı olan Kur'an-ı Kerim'de müjdeliyor. İnananları üstün tutan Allah bu müjdeyi verirken dünyayı kendi mülkleri sananları da ayetleriyle uyarıyor.. A'raf Süresi 128. ayetinde Allah şöyle buyuruyor "Mûsâ, kavmine, "Allah'tan yardım isteyin ve sabredin. Şüphesiz yeryüzü Allah'ındır. Ona, kullarından dilediğini mirasçı kılar. Sonuç zafer Allah'a karşı gelmekten sakınanlarındır" dedi." Bu ayeti kerime, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'e Cebrail aracılığıyla vahyedilerek kıyamet gününe kadar tüm inananlara ilahi bir mesaj veriliyor. AHİRETİN TARLASI Öyleyse bu yüce beyana kulak vermemiz gerekiyor. Madem ki Allah kendisine karşı gelmekten sakınan kullarından dilediğini mirasçı kılıyor. O halde bizlerin yapması gereken tek şey emrolunduğumuz gibi dosdoğru olmamızdır. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan gibi değil hak ve hakikat peşinde olan halis kullardan olmalıyız. Allah'a kul olduğumuzda o zaman dünyadaki konumumuzun ne olacağı ayetlerde açıkça ifade ediliyor. Tabi ki dünyanın ahiretin tarlası olduğunu ve burada ne ekersek orada onu biçeceğimizi de unutmamamız gerekiyor. TÜRKİYE'NİN ROLÜ Bazıları hala farkında değil ama tüm İslam aleminin ve zulüm altındaki insanlığın kurtuluşu anlamında Türkiye'ye önemli görev ve sorumluluklar düşüyor. Yıllarca Türkiye'yi vesayet altına alan dış güçler, İslam ülkelerini de esaret altında tutarak yıllarca sömürdü. Ama şimdi büyük Türkiye şaha kalktı. Bu bölgede var olduğunu yıllar sonra ilk defa hissettirdi. Geriye dönüp baktığımızda aslında nereden nereye geldiğimizi görüyoruz. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra bütün dünyanın emperyalist devletlerine karşı dik durarak korkusuzca üzerlerine gitmek nerede görülmüştü? Bence Türkiye'nin genlerine kadar işleyen o imanın ve çektiği çilelerin meyvelerini toplama zamanı yaklaştı. İstiklal Marşımızın yazarı milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un dediği gibi "Doğacaktır sana vaat ettiği günler Hakk'ın. Kimbilir belki yarın belki yarından da yakın." KADINLAR ALLAH'IN EMANETİDİR 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 1857 yılından beri New York'taki tekstil işçisi kadınlara gösterilen insanlık dışı muamele nedeniyle başlatılan mücadelenin yıl dönümü olarak her yıl kutlanıyor. Halbuki bizim kadınlara olan bakış açımız çok eski tarihlere dayanır. Türk geleneklerinde kadınlar Hakan'ın yanında Hatun olarak her zaman yerini almıştır. Kadınlara verilen değeri en güzel şekilde anlatan yüce dinimiz bize cennetin bile annelerin ayakları altında olduğunu öğretmiştir. Bundan 14 asır önce Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Veda Hutbesi'nde bizlere şöyle seslenmiştir "Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah'ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah'ın emri ile helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır."Yasal Uyarı Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

sefer bizim zafer allah ındır kimin sözü