Osmanlı İmparatorluğu. 8 Eyl 2014. #1. Osmanlı İmparatorluğu (Osmanlıca: دَوْلَتِ عَلِيّهٔ عُثمَانِیّه Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye) 1299-1922 yılları arasında varlığını sürdürmüş Türk ve İslam devleti. Doğu Avrupa, Güneybatı Asya ve Kuzey Afrika'ya kadar topraklarını genişletmiş ve 16 CIEPOULUSLARARASI OSMANLI ÖNCESİ VE OSMANLI TARİHİ ARAŞTIRMALARI 6. ARA DÖNEM SEMPOZYUM BİLDİRİLERİ OsmanlıDönemi’nde inşa edilen Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kalan demiryolları nınuzunluğu yaklaşık 4.136 km’dir. Cumhuriyet Dönemi’nde yabancıları n ellerindekidemiryolları 25 Mayıs 1924 tarihindeçıkarılan 506 sayılı Yasa ile millileştirilmiş ve Anadolu-Bağdat Demiryolları Müdüriyeti Umumiyesi Demir yolları inşaatının yapımını başlatan kişidir. Aşağıdaki boşlukları parantez içindeki uygun kelimelerle doldurunuz. (adalet, din, temel değerler, değer, örf ve âdetler) Adalet işlerinin yürütülmesi için gerekli hukuki ,mali ve idari koşulları sağlamakla görevli kurum aşağıdakilerden hangisidir? RAMAZAN YETKİN 2016 VİDEO DERS NOTLARI. Video 1. İLK TÜRK DEVLETLERİ. Türk kelimesi ilk Çin kaynaklarında, Türkiye kelimesi ilk Bizans kaynaklarında geçer. Anav: en eski, kültür bölgesi. Afenesyova: Türklere ait eserler, Türklerin en eski kültür merkezi. Tagar: En gelişmişidir. NuriDemirağ kimdir? Nuri Demirağ'ın hayat hikayesi Tarih kitaplarında Türkiye'ye birçok ilkleri getiren işadamı olarak bilinen Nuri Demirağ kimdir? oIOq8. Bin yıllık resmi kayıtlar dışında şahıslar tarafından yazılmış böyle bilgi ve belge çok azdır. Hatıratlar, siyasi, sosyal, ekonomik gelişimle birlikte ve o devrin âdete bir panoramasıdır. Nereden geldiğimizi, atlarımızın kimler olduğunu, nasıl yaşadıklarını bilmemiz açısından da önem arz eder. Cumhuriyet döneminden itibaren bu tür bilgilere rastlamak memnuniyet verici bir olaydır. Ayrıca bu kitabın hazırlanmasında büyük emeği ve katkısı olan Erciyes Üniversitesi eski rektörü değerli Hocam Prof. Dr. Mehmet Şahin’e geleceğimize ışık tutacak bu eseri, kültürümüze kazandırdığı için teşekkür ederim. Cumhuriyetin kuruluş dönemlerine rastlayan ilk çocukluk yıllarımdan itibaren Kayseri’de yaşanan iktisadi, sosyal ve kültürel değişimlerin Sümer Bez Fabrikasının kuruluşundan itibaren de sanayileşme çabalarının birçoğunun canlı şahidi oldum ve bu çabalara doğrudan katkıda bulundum. Ben anılarımı yazmayı hiçbir zaman düşünmemiş bunu gençlik hevesi olarak görmüştüm. Yakın tarihimizin iktisadi, sosyal ve kültürel değişimleri konusunda çalışmalar yapan Sayın Prof. Dr. Mehmet Şahin ile geçmişle ilgili sohbetlerimiz oldu. Anlattığım hatıralar Sayın Şahin’in ilgisini çekti ve gelecek nesillere aktarma konusunda beni ikna etti. Bu işi üstlendiği takdirde ona yardımcı olacağımı söyledim. Bazı fotoğraf ve belgeler de ekleyerek hatıratı zenginleştirdik ve kitap haline getirdik. Bu kitapta anlatılanların daha güzel bir gelecek için genç nesillere ışık tutmasını, bu ülkede son yüzyılda yaşanan zorlukları ve sancıları daha iyi anlatmalarına katkıda bulunmasını; sanayileşme, modernleşme ve kalkınma tarihimizi yazacak olan araştırmacılarda yararlı olmasını diliyorum diyor, Dr. Sait Molu. Hatırat, dört bölümden meydana gelmiş. Kitabın sonunda Prof. Dr. Mehmet Şahin tarafından bir değerlendirme yazısı eklenmiş. Birinci bölümde; Molu ailesinin kökleri, dip dedeleri Molu’lu Arif Ağa ve Darsıyak'lı Hacı Mahmut Efendi ile ilgili bilgilere yer verilmiş. İkinci bölümde; Cumhuriyetle birlikte ailedeki büyük değişimi başlatan ve çevreninde değişimine çok önemli katkıları olan, baba Arif Molu’nun müteşebbisliği, iş hayatı ve sosyal faaliyetleri, Üçüncü bölümde; Sait Molu’nun çocukluğu, eğitim ve iş hayatı, Dördüncü bölümde; KARSU Tekstil Fabrikasının kuruluş ve gelişim hikâyesi anlatılmıştır. Değerli Hocam Eski Erciyes Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Mehmet Şahin kitapla ilgili sunuş yazısında hatırat üzerinden sanki bir devirdeki değişim ve gelişimin evreleri anlatılıyor diyor. ve devam ediyor. Büyük toprak ağası olan bir aileden gelen baba Arif Molu, önce ticarete, sonra taşeronluğa, sonrada demiryolu müteahhitliğine geçiyor ve sonrada sanayici oluyor. Çocuklarını yurt dışında okutuyor, onların yeni bir sanayici nesil olarak yetişmelerini sağlıyor ve onlarla birlikte ailede bir burjuvalaşma süreci başlıyor. Molu ailesi, iktisadi, sosyal ve kültürel açıdan çok büyük bir değişim ve dönüşüm geçiriyor. Bu kitapta anlatılanlar “Molu ailesi “ hikâyesi üzerinden Kayseri’nin ve hatta tüm Anadolu’nun çağdaşlaşma sancılarının dinamiklerine ve dönüm noktalarına dair çok önemli ipuçları veriyor ve nedenini nasılını biraz daha iyi anlamamızı sağlıyor. Bundan dolayı, bu kitapta yazılan hatıraları önemsiyor, bunların derlenmesi ve yayınlanmasına katkıda bulunduğum için de kendimi mutlu hissediyorum. Hatırat, bir ailenin hikâyesi üzerinden son yüzyılın Kayseri’de yaşanan gelişimlere ışık tutmaktadır. İşte Sayın Molu’nun hatıratı bu yüzden önemlidir. Hocamın bu yazdıkları kitabın adeta özetidir. MOLU AİLESİNİN KAYSERİ’DE YAPTIĞI İLKLER Arif Molu, Cumhuriyet döneminin idealist bir iş adamı ve müteşebbisidir. Kayseri Şeker Fabrikası’nın kurulması için Halka açık ilk şirketi kurulmasına öncülük etmiştir. Orta Anadolu Mensucat Fabrikası Arif Ağa önderliğinde kurulmuştur. Türkiye’de halk sektörünü meydana getiren, Kayseri’de ilk akaryakıt ticareti yapan, ilk benzinlik işini başlatan kişidir. Kayseri’de modern anlamda ilk un fabrikasını yapmış, Sümer Bez Fabrikası’nın ilk modern evlerinin müteahhitliğini üstlenmiştir. Niğde Gebere Barajı inşaatını 1938 yılında yapımını gerçekleştirmiş. Toprak dolgu barajı olarak yapılan Türkiye’nin ikinci barajını inşa etmiştir. Baharda Sarımsaklı suyunu kışın Ambara doğru çevirtir, arazinin her tarafı göl olur, toprak yıkanır. Baharda sular boşalır. En güzel Ambar kavunları yetişirmiş. 1929 yılında Dodge marka otomobiline yolda gördüğü köylü kadınlara, çocuklara kıyamaz içine doldururmuş. Kayseri’de ilk kez şehirde ve bağ evindeki banyolarına küvet ve termosifon koydurmuş. Talas Amerikan kolejinden esinlenerek yapılan evlerinin bahçesinde voleybol sahasında da aileden kızlar ile hep birlikte voleybol oynarlarmış. 1931 yılında Tayyare Fabrikasını tetkik için gelen Amerikalılar Kayseri’de otel olmadığı için Zincidere deki bu konakta kalırlarmış. Gündüz Hatipoğlu’nun akrabası Arif Molu ile ilgili gözlemlerini şöyle anlatıyor; Türkiye’de 1939 lu yıllarda işini çok mükemmel yapan müteahhit yoktu. Şantiye tekniği, işi organize edişi ve yapış tarzı, o zamanki müteahhit anlayışının ötesindeydi. Kimsenin evinde buzdolabı yokken şantiyede buzdolabı, mühendislerinin de son model arabaları vardı. ARABA HİKÂYESİNİ MOLU ANLATIYOR Bir gün annem Beyoğlu’na terziye gitmiş. Şoför Burhan Bey annemi beklerken bir askeri jeep ile komutan, yaveri ve birkaç asker gelmiş şoförü indirip arabayı alıp götürmüşler. Birinci ordu komutanın Emir subayı babama bir çek getirdi. Babam bu çeki kabul etmedi. “mademki bu devletin bu arabaya ihtiyacı var feda olsun” dedi. Babam çok karizmatik, çok gururlu, son derce vatanperver ve ismiyle müsemma hakiki bir “ağa adam ”idi. DİYABAKIR-CİZRE DEMİRYOLU HATTI Babam, tam bir idealist ve samimi bir Müslümandı. Adam gibi adam dedikleri cinsten, dosdoğru bir adamdı. “Madem harp nedeniyle ülkemin bu demiryolu inşaatının bir an önce bitmesine ihtiyacı var ve madem hükümetin parası yok, ben bu işi yaparım ve paramı harpten sonra alırım ”dedi. Olağanüstü maddi ve manevi sıkıntılara katlanarak inşaata devam etti ve tüm taahhütlerini zamanında yerine getirdi. İşini yarım bırakan müteahhitler harp bittikten sonra daha yüksek fiyat almak suretiyle işlerine yeniden başladılar. İşini daha önce bitiren babam ise devletin kendisine vaat ettiği farkını alamadı. Danıştay madem müteahhit işe devam edip tamamlamış. Demek ki iş eski fiyattan yapılabiliyormuş diye babamın talebini reddetti. HACI ÖMER SABANCI’NIN NASİHATI Bu nedenle babam çok büyük bir zarara uğradı. Bunun üzerine 1944 yılında işini ve ailesini Kayseri’ye nakletti. Hacı Ömer Sabancı “Bak yiğenim baban Gayseri’ye gitmekle yanlış yaptı. Böyük yerin böyük karıda olur, güccük yerin karı güccük olur.” Diye nasitta bulundu. İkinci dünya harbi sonrasında Kayseri’de İzzet ve Hüseyin Bayraktar’ların babası Mehmet Bayraktar’a ait tek bir taksi vardı. Harp yılları benzin sıkıntısı olduğu için babam sosyal sorumluluk ve edep duygusuyla otomobilini garaja çeker. Talas’tan Kayseri’ye faytonla gidip gelirdi. Babam birinci dünya harbindeki yenilginin Osmanlı İmparatorluğun çöküşünün mütareke ve işgal döneminin acılarını derinden yaşayan ve bunları asla hazmedemeyen bir insandı. DEVELİ’YE GAMBERLİ OSMAN AĞAYI ZİYARET Milli Mücadelede emeği geçenlere karşı çok büyük saygısı vardı. Bir gün Kayseri’den Develi’ye Çöp Bacak Mustafa’nın taksisiyle kardeşim Metin ’ide yanına alarak Milli mücadelede büyük katkıları olan, Develinin eski Belediye Başkanı Gamberli Osman Coşkun Ağayı ziyarete gitmişti. ULU CAMİİNİN RESTORSYONU Babam, Kayseri Ulu Camiinin restorasyonunu vakıflara rağmen yaptırdı. Kendi imkânlarıyla halkın bağışlarını biriktirip camiyi tümüyle yıktırıp restore etti. Her sabah dörtte kalkar, sabah namazını kılar, sonra cami inşaatının başına giderdi. İnanan bir adamdı. Beş vakit namazını hiç kaçırmazdı. Gösterişi ve riyayı asla yılında Kayseri Yüksek İslam Enstitüsünün kurulmasına öncülük etti. 1961 yılında CHP iktidarda olduğu halde iki milyon lira alacağını alamadı. İflas durumuna gelmesine rağmen partili olduğu halde o yakınlığı asla kullanmadı. BAŞBAKAN MENDERES KAYSERİ’DE Başbakan Adnan Menderes 1957 yılı seçimleri için Kayseri’ye gelmiş Orta Anadolu Fabrikasının açılışını yapmış. Onu babam karşılamış, önünde çok güzel bir konuşma yapmış ve fabrikayı gezdirmiş. Menderes Erzincan da umduğunu bulamadığı için Kayseri’de keyfi yerine gelmiş. İbrahim Kirazoğlu’na bu adam hangi partiden diye sormuş? Bize bu tür adamlar lazım, ne yaparsanız yapın bu adamı bizim partiye kazandırın demiş. Kirazoğlu düzgün bir insandı, amcam Emin Molu’nun Belediye Başkanlığı zamanında yanında yetişmişti ve bizim ailemize de çok değer verirdi. Menderes’e “Arif Ağa Halk Partilidir, İnönü’yü sever, şerefli bir adamdır, partisini değiştirmez” demiş… Eğer babam bunu kabul etseydi eminim daha sonraki iktisadi hayatında sıkıntıları ARİF AĞA Arif Molu, Erciyes kadar Kayserili, bembeyaz saçların taçlandırdığı dik başıyla da ikiz kardeş gibi, tıpatıp Erciyes’in benzeri….Yaratıcı zekâsı, yorgunluk, yılgınlık bilmeyen çalışkanlığı, yenilgi kabul etmeyen çelik iradesiyle, Kayseriliyi Kayserili yapan, Kayseriliyi dillere destan eden, kusursuz bir Kayserili tipiydi. Diye yazmış Edebiyat öğretmeni, Gazeteci Muharrem Barut. Yazısının devamında Arif Bey, düşenin elinden tutar, iftiraya uğrayanı savunur, bir iş-güç sahibi olmak isteyeni destekler, işi düzeni bozulanın yardımına Hızır gibi yetişirdi. Yiteni bulucu, bozulanı yapıcı, yoku yaratıcı, her dara düşeni derdini dert edinici yönüyle dedelerinin tıpkı tıpkısına benzerdi. Diye anlatır. Molu; Babam, çevresindeki beşeri ve maddi varlıkları değerlendirme ve nemalandırma konusunda hassasiyet gösterirdi. Babam, hem fizik olarak güçlüydü, hem de manevi cesareti çok yüksekti. Çok cesur ve gözü kara adamdı. Ayrıca çok temiz ve şık giyinirdi. Unvanı Arif Ağa idi. Kayseri’ye mal olmuş Molu Ailesi’nden ahirete intikal edenleri rahmetle, hayatta olanları saygıyla anıyorum. M. Orhan Cebeci yazdı... nuri demirdag hakkinda Türkiye Cumhuriyeti demiryolları inşaatının ilk müteahhitlerinden ve cumhuriyet devrinin ilk sayılı milyonerlerinden, kardeşi Abdurrahman Naci Demirağ ile birlikte servetlerini Türkiye’nin sanayi kalkınmasında büyük işlere yatırmış ve iş hayatının yanında geniş ölçüde hayırsever insan olarak tanınmış bir kişidir. Türkiye Cumhuriyeti demiryolları inşaatının ilk müteahhitlerinden ve cumhuriyet devrinin ilk sayılı milyonerlerinden, kardeşi Abdurrahman Naci Demirağ ile birlikte servetlerini Türkiye’nin sanayi kalkınmasında büyük işlere yatırmış ve iş hayatının yanında geniş ölçüde hayırsever insan olarak tanınmış bir kişi. 1886 yılında Sivas’ın Divriği kasabasında doğdu. Bu kasabanın eşrafından Mühürdarzade Ömer Bey’in oğludur, annesinin adı Ayşe Hanımdır. Babasını henüz üç yaşında iken kaybetmiş, annesinin himaye ve teşvik kanadı altında otodidakt olarak yetişmiştir. Rüşdiye tahsilini memleketinde yapmış ve aynı rüşdiyeye muallim tayin edilmiş, Ziraat Bankasının açtığı bir müsabaka imtihanını kazanarak, bu bankanın önce Kangal, sonra Koçkiri şubelerinde çalışmıştır. Maliye Bakanlığının açtığı bir imtihanı da kazanarak, bankacılıktan maliye hizmetine geçmiş, İstanbul’a gelerek Maliye’nin her kademesinde seçkin bir memur olarak çalışmış ve 1918-1919 arasında 32-33 yaşlarında iken Maliye Müfettişi olmuştur. Divriği ile alakasını kesmeyerek, İstanbul’da Beşiktaş’a yerleşmiştir. Kendi kaydına göre 56 altın 252 kağıt lira birikmiş parası ile sigara kagıtçılığına başlamış ve “Türk Zaferi” adını verdiği bir sigara kağıdı çıkarmıştır. O acı ve karanlık günlerde ” Türk Zaferi Sigara Kağıdı” fevkalade rağbet görmüş, o zamanki soyadı ile Mühürdarzade Nuri Bey’e hayli para kazandırmış, 252 lirasi üç sene içinde 84 000 lira olmuştur. Daha sonra, Cumhuriyet hükümeti’nin Türkiye Demiryolları ve şoseleri ile başladığı büyük imar işini benimseyerek, devlete en uygun tekliflerle müteahhitlik hayatına atılmıştır. “İlk Türk Demiryolu Müteahhidi, ilk kazmayı vurduğu yerden itibaren azminin ve imanın bütün kuvvetiyle ilerlemeye ve bütün geçtiği yerleri, demir ağlarla örmeye başladı.” Fakat Nuri Bey’in muvaffakiyeti, Samsun’dan Erzurum’a kadar geçtiği yerleri demir ağlarla örmekten ibaret kalmadı. O büyük iddiasının tahakkukuna calıştı. Samsun’dan başlayan ilk tahakkukuna müteaakip Fevzipaşa-Diyarbakır Afyon-Antalya Sivas-Erzurum Irmak-Filyos hatlarında 1012 kilometrelik demiryolu yaparken, diğer büyük inşaat işlerine de atıldı. Bursa’da Sümerbank’in Merinos, Karabük’te Demir ve Çelik, Izmit’te Selüloz, Sivas’ta Çimento fabrikalarıyla, Istanbul’da Hal binasını ve Eceabad – Hava soşesini de yapti. Şunu da ilave etmek lazımdır ki Nuri Bey, bütün bu büyük eserlerinin önünde ve muhitlerinde, hayrat ceşmeler yapmayı unutmamıştı, nitekim bu ceşmelerin adeti kırk sekizi aşmıştır”. Nuri Demirağ, 1936 yılında havacılık sanayiinin ilk temellerini atmaya başladı. İlk iş olarak 10 yıllık devreyi kapsayan bir plan – program hazırlattı. Bu program gereği, Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesinin yanında Tayyare Etüd Atölyesini kurdu. Bu tayyare atölyesi kısa bir sürede dev bir fabrika haline geldi. Yeşilköy’de Elmas Paşa çiftliğini tayyare meydanı yapmak için satın aldı. 1000 X 1300 metre boyutlarında düz bir tayyare alanı yaptırdı. Bunun bir örneği de o sıralar Avrupa’nın en modern havaalanı olan Amsterdam’da vardı. 1937-1938 yılı içinde Türk Hava Kurumu 10 okul uçaği ve 65 planör siparişinde bulundu. İstanbul fabrikalarında yapılan ilk yerli Türk uçağı, 1941 yılı ağustosunda Nuri Bey’in doğduğu yer olan Divriği’ye uçarak gidip gelmişti. Halkı da heyecanlandıran bu tür gösterilerin yararlı olduğunu düşünen Nuri Bey, Eylül ayında 12 uçaklık bir filoyu, Bursa, Kütahya, Eskişehir, Ankara, Konya, Adana, Elazığ ve Malatya rotasında uçurarak halka kendi tayyarelerimizle göklerimizi kendimizin koruyabileceğini göstermek ve onlara inanç vermek istemiştir. tipi yolcu uçağı, tamamen Türk mühendis ve işçilerinin ortaya çıkardıkları Türk tipi bir uçaktır. 6 kişilik yolcu uçağının çift pilot kumandası bulunmaktadır. Saatte 325 kilometre hız yapabilmekte ve 1000 KM uçabilmektedir. Türk Hava Kurumu, Nuri Demirağ’ın fabrikalarına sipariş vermiş olduğu bu uçakları almaktan vazgeçmiştir. “Nuri Demirağ, Cumhuriyet Tarihinde üçüncü kez çok partili hayata geçişte 1945 ilk muhalefet partisi olan Milli Kalkınma Partisi’nin kurucuları arasında yer aldı ve genel başkanlığını üstlendi” Partinin resmi muamelesi 26/8/1945’te ikmal edilmiş olmakla birlikte, Nuri Demirağ artık yeter’ sloganı ile 6/7/1945’te ortaya atılmış ve bir siyasi parti kurma teşebbüsüne fiilen o tarihte geçilmiştir. “Böylece Nuri Demirağ sadece memleketin iktisadi kalkınmasında değil, siyasi hayatta tek partili rejimi yıkım işinde de öncü ve liderdir” 1946 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi ile Demokrat Parti’nin çetin seçim mücadelesinde Nuri Demirağ’ın Partisi seçimde kazanamadı ve Milli Kalkınma Partisi günden güne eriyerek siyasi sahadan tamamen silindi ; fakat 1954 seçimlerinde Nuri Demirağ Demokrat Parti’den Sivas’ta müstakil aday gösterildi ve Nuri Demirağ bu suretle Sivas Mensubu olarak Büyük Millet Meclisine girdi. Meclisteki hayatı uzun sürmedi, 13 kasım 1957’de vefat etti ve Istanbul’da Zincirlikuyu Mezarlığında defnedildi. Mesude Demirağ’la evli bulunan Nuri Demirağ’in Galip ve Kayı Alp adli iki oğlu, Mefkure, Şukufe, Süveyda, Suheyla, Gülbahar ve Turan Melek adlarında kızları bulunmaktaydı. Mühürzâde Mehmed Nuri Demirağ, d. 1886, Divriği, Sivas – ö. 13 Kasım 1957, İstanbul, Türk iş adamı, siyasetçi. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları inşaatının ilk Demirağ Kimdir ülkemize katkıları?Nuri Demirağ, Türkiye'de ilk uçak fabrikasının kuruluşu, ilk sigara kağıdı üretimi, ilk yerli paraşüt üretimi gibi ilkleri gerçekleştiren, İstanbul Boğazı üzerine köprü yapılması, Keban'a büyük bir baraj yapılması düşüncelerini ilk kez gündeme getiren kişidir. Özellikle havacılık sanayisinde başarıları ile Demirağ ne yaptı?Ankara'nin doğusuna ilk demiryolunu yaptı. İlk yerli paraşütü yaptı. 1922'de ilk Türk sigara kagidini üretti. Bursa'da Sümerbank'in Merinos fabrikasını Demirağ Kimdir ve Hayatı?Nuri Demirağ, Mühürzâde Mehmed Nuri Bey 1886; Divriği, Sivas – 13 Kasım 1957, İstanbul , Türk iş adamı, siyasetçi. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları inşaatının ilk müteahhitlerindendir. … Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk muhalefet partisi olan Millî Kalkınma Partisi'nin Demirağ kimdir hangi partiden?Özellikle havacılık sanayisinde başarıları ile anılır. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk muhalefet partisi olan Millî Kalkınma Partisi'nin Demirağ ne zaman doğdu?1886 Nuri Demirağ/Date of birthYurdumuzda ilk demiryolu yapımını gerçekleştirdi kimdir?Bugünkü Türkiye Cumhuriyeti sınırlarındaki ilk demiryolu 1860 yılında bir İngiliz şirketi tarafından kurulan İzmir-Aydın hattının bir bölümüdür. Sonra sırasıyla 1865'te İzmir-Kasaba, 1869-1877 yılları arasında Şark Demiryolları Rumeli hattı Demirağ ne zaman öldü?13 Kasım 1957 Nuri Demirağ/Date of death 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. I. Kontrol kaybı II. Lisans anlaşmaları III. Değer zinciri anlaşmaları IV. Teknolojik avantajın muhtemel ortağa.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. Sarf malzeme nedir? Sarf malzeme nedir sorusunun cevabı için bana yardımcı olur musunuz? 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. Zeybek nedir Zeybek nedir sorusunun cevabı için bana yardımcı olur musunuz? 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. Kaç çeşit harita var Kaç çeşit harita var sorusunun cevabı için bana yardımcı olur musunuz? 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. Kaf Dağı nerededir Kafdagi nerededir sorusunun cevabı için bana yardımcı olur musunuz? 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. Manevi kultur ogeleri Manevi kultur ogeleri sorusunun cevabı için bana yardımcı olur musunuz? 0 kişi izliyor.. Artvin'in düğünleri Artvin'in düğünleri sorusunun cevabı için bana yardımcı olur musunuz? 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. Kobe hangi ülkede? Kobe hangi ülkede sorusunun cevabı için bana yardımcı olur musunuz? 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor.. 0 kişi izliyor..

demiryolları inşaatının yapımını başlatan kişidir