TevdiMahalli Tayini Davaları ne kadar sürer . 2.6.2016 10:00:17; 0; 4444; Tevdi Mahalli Tayini Talepleri (90 Gün) sürmesi öngörülmektedir. Paylı Mülkiyet Davası Ne Kadar Sürer? Paylı mülkiyet davası süresi, yaklaşık olarak 3 aydır. Ancak bu süre, davanın Yargıtay’a taşınması sebebiyle uzayabilir. Paylı mülkiyet davası, paydaş olarak anılan tüm hak sahiplerine açıldığı için, sürecin tamamı ilgili kişiler tarafından takip edilmelidir. Eşdurumundan dolayı tayin isteyebilmek adına, eşlerinin ikisinin memur ya da en az birinin memur olması gerekir. Bundan sonra eşlerin ayrı şehirlerde olması gerekirken, bazı şartları sağlaması gerekiyor. Belgeler hazırlanarak gerekli kurumlara başvurulup, sonuç beklenir. GİRGİN halen superhaber.com'da okur sorularını cevapladığı köşe yazılarını kaleme almaktadır. 0533 483 9313 numaralı telefonumuzdan bize ulaşabilirsiniz. Boşanma Davaları Ne Kadar Sürer? a) Anlaşmalı Boşanma Davalarında Süre Anlaşmalı boşanma davaları, eşlerin birlikte başvurdukları yahut bir eşin açtığı Ayrıca bir üst mahkeme olan istinaf mahkemesine, yerel mahkemenin vermiş olduğu nafaka kararına itiraz edilebilir. Boşanma davasında nafaka miktarına itiraz ederken, itirazı karşılayacak iddiaları kanıtlayacak deliller sunulmalı ve ilgili kurumlardan bu belgeler talep edilerek itiraz dosyasına eklenmelidir. Nafaka miktar davası birisiasliye ceza davaları ne kadar sürer sorusunun cevabıdır. Asliye Ceza Mahkemeleri genellikle 10 yıl ve daha az hapis cezası gerektiren suçlarda görev yapmaktadır. Yeni çıkan hedef süre uygulamasına göre ise bu mahkemelerde görülen davaların 300 ile 390 gün içinde sonuçlandırılması için hedef süre konulmuştur. EiflQ3. Makale İçeriğiVasi Kararı Nasıl Alınır?Vasi Tayini İçin Gerekli BelgelerVasi Tayini Yetkili MahkemeKaç kişi vasi tayin edilir?Vasi Tayini Ne Kadar SürerNoterden Vasi TayiniVasi Kararı Olan Kişi Kredi Çekebilir mi?Vasi Tayini Yargıtay KararlarıVasi Tayini Dilekçe ÖrneğiVasi Tayini – Vasi Tayini Dilekçesi Örneği – Ne Kadar Sürer 2022 – Gerekli Belgeler – Yetkili Mahkeme – Nasıl Alınır. – Kaç Kişiye Verilir sorularına cevap verdiğimiz içeriğimizdesiniz.“Vesayet”, küçüklerin ve kısıtlıların mahcurların korunması amacıyla, özel hukukta düzenlenen ve bir kamu hizmeti niteliği gösteren kurumdur. “Vasi” ise yasanın öngördüğü durumlarda, küçüklük ve kısıtlılık hacir nedeniyle bu tür kişilerin yararlarını korumak üzere sulh yargıcı tarafından atanan kanunî temsilciye denir Ejder YILMAZ; Hukuk Sözlüğü, 2005, ve 739.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddesi şu şekildedir“Vasi, vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukukî işlemlerde onu temsil etmekle yükümlüdür.” TMK; m. 403/IVesayet bir cihetten anne ve babanın velayet hakkına benzer gibi görünse de iki kurum arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Şöyle ki;Velayet ana ve babaya tanınan bir yetki olup hısımlıktan doğmaktadır. Buna karşın vesayet ise mahkeme kararı ile kural olarak küçükler içindir, kısıtlılar istisnaen velayet altına alınırlar. Vesayet ise kural olarak kısıtlılar içindir, küçükler istisnaen vesayet altına kapsamı geniş iken vesayetin kapsamı daha yetkisinin malvarlığı değerleri üzerinde kullanımı bakımından izin alma/mahkemeye hesap verme gibi zorunluluklar yoktur. Vesayet yetkisi bakımından bu yetkilerin kullanımı denetime tâbi olduğu gibi, mahkeme nezdinde hesap vermek üzere defter tutmak yükümlülüğü de yetkisinin kullanımı ücrete tabi değildir, vesayet yetkisi ücrete temsil yetkisi kullanırken kural olarak mahkemeden izin almaz, vasi ise bazı işlemler bakımından Sulh ve Asliye mahkemelerinin iznini almak yetkisi kanundan doğmakta olup, velinin azledilmesi yahut istifa etmesi söz konusu değildir. Buna karşın vesayetten azil mümkün olduğu gibi vasinin kendisi de istifa açıklamalardan sonra sırasıyla vasi kararının nasıl alınacağını, bu kararın alınması sürecinde ihtiyaç duyulan belgelerin neler olduğunu, vasi tayini için yetkili ve görevli mahkemenin hangisi olduğunu, atanacak vasinin niteliklerinin ne olması gerektiğini ve kaç kişinin vasi olarak atanabileceğini, hükümlülük durumunda vasi atanması hâlini, vasi tayininin ne kadar sürdüğünü, noterden vasi tayininin mümkün olup olmadığını, vasi kararı bulunan kişinin kredi çekip çekemeyeceğini ayrı başlıklar hâlinde ele alıp Kararı Nasıl Alınır?Vasi kararının alınması için bir kısım şartların birlikte gerçekleşmesi gereklidir. Bu şartları şu şekilde ifade edebilirizVesayeti gerektiren bir sebep bir kimse hakkında ortada hiçbir sebep yokken vesayet kararı aldırılamaz. Bu durum kişi hürriyetlerinin ağır ihlali manasına gelir. Bu sebeple yasakoyucu kimler hakkında ve hangi sebeplerle vesayet kararının verilebileceğini sıkı şekil şartlarına bağlamış durumdadır. Bu kapsamda vesayet altına alınabilecek olan kişiler kanunda belirtilmiştir. Bu kişilerVelayet altında bulunmayan küçükler m. 404Kural olarak küçükler ana ve babalarının velayeti altındadır. Ancak kimi durumlarda bazı küçüklerin ana ve babası vefat etmiş olabilir, haklarında gaiplik kararı verilmiş olabilir, kısıtlanmış olabilirler, velayet yetkileri ellerinden alınmış olabilir vs. İşte bu küçükler için bir vasi görevlendirilmesi yasal bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Nitekim görevlerini yaparlarken vesayeti gerektiren böyle bir hâlin varlığını öğrenen nüfus memurları, idarî makamlar, noterler ve mahkemeler de bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan ergin kişiler m. 405Burada önemli olan husus şudur ki, akıl hastalığı ya da zayıflığı kişinin kısıtlanması için yeterli bir sebep değildir. Ayrıca kişinin bu sebeple işlerini göremeyecek durumda olması, korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gerekmesi ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokmakta olması alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden ergin kişiler m. 406Burada önemli olan husus şudur ki, savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı ya da malvarlığını kötü yönetmek tek başına kısıtlama sebebi değildir. Kısıtlama kararının verilebilmesi için kişinin bu sebeple kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesi içerisinde bulunması, bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olması ya da başkalarının güvenliğini tehdit ediyor olması yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan ergin kişiler m. 407Bu kısıtlama sebebi için bir kişi hakkında sadece bir yıl ve daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezanın kesinleşmiş olması yeterlidir. Başkaca bir şart engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin isteği üzerine- m. 408Bu kısıtlama sebebi için ilgilinin kendisi talepte bulunmalı,Yaşlılığı, engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı olmalı,Bu sebepler kişinin işlerini gereği gibi yönetmesine engel olmalı,Bu durum ilgili kişi tarafından ispat ve yetkili bir mahkeme kararı bir kararla, sözleşme ile ya da tek taraflı irade beyanı ile kişiler kısıtlanamaz, haklarında vesayet hükümleri geçerli kılınamaz. Bir başka anlatımla kişiler vekil tayin eder gibi kendi kendilerine vasi tayin etme imkanına sahip değillerdir. Vasi tayini için mutlak surette bir mahkeme kararı tayini için yetkili ve görevli mahkeme küçüğün veya kısıtlının yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemeleridir m. 411 ve 413.Vasi Tayini Dilekçesi , Vasilik Dilekçesi Örneği , Vasi Tayini İçin Gerekli belgeler 5Mahkeme usulen yapması gereken işlemleri yapmış kişinin vesayet altına alınmasına ilişkin karar dikkatli bir incelemeyi gerektirir. Bu sebeple kanunda yazılı sebeplerin ve sosyal koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğini araştırmak, vasi olarak tayin edilecek kişinin niteliklerini araştırmak önemlidir. Bu sebeple mahkeme vesayete ilişkin kararını vermeden önce bir kısım usuli işlemleri yapmak alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim TMK m. 406 veya istek üzerine m. 408 verilecek kısıtlama kararlarında mahkeme mutlaka ilgili kişiyi dinlemelidir m. 409/I.Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle verilecek kısıtlama kararı m. 405, ancak resmî sağlık kurulu raporu ile mümkündür. Bu raporun tanzimi için gerektiğinde TMK 436 ncı maddesi hükümleri uygulanır. Hâkim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi de dinleyebilir m. 409/II.Mahkeme vesayet altına alına alınacak kişinin ve varsa ana babasının vasi talebini dikkate alır. Eğer haklı bir sebep engel teşkil etmiyorsa istenen kişi vasi olarak yakın hısım ve eşe öncelik kararı ilan kararının hukuki işlem ehliyeti bakımından önemli sonuçları olacağından bu kararın ilan edilmesi sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddesi şu şekildedir“Kısıtlama kararı, kesinleşince hemen kısıtlının yerleşim yeri ile nüfusa kayıtlı olduğu yerde ilân iyiniyetli üçüncü kişileri ilândan önce etkilemezAyırt etme gücüne sahip olmamanın sonuçlarına ilişkin hükümler saklıdır.” m. 410Vasi Tayini Dilekçesi , Vasilik Dilekçesi Örneği , Vasi Tayini İçin Gerekli belgeler 6Vasi Tayini İçin Gerekli BelgelerVesayeti gerektiren haller kanunda birbirinden farklı farklı düzenlenmiştir. Bu sebeple her bir sebebe göre istenen belgeler de değişiklik gösterebilir. Bununla birlikte ifade etmek gerekir ki her durumda Mahkemeye bir dilekçe ile başvurmak şarttır. Mahkeme gerekli belgeleri bizzat getirtebileceğinden çoğu zaman ek belgelere ihtiyaç duyulmayabilir. Bununla birlikte;Eğer yaş küçüklüğü sebebiyle başvuruluyorsa; küçüğün nüfüs cüzdan aslı ve fotokopisi, anne ve baba vefat etmiş ise bu durumu gösterir vukuatlı nüfus kayıt örnekleri, anne ve baba kısıtlanmışlarsa ya da velayet hakları kaldırılmışsa ilgili mahkeme kararının bir nüshası gerekli hastalığı ya da akıl zayıflığı sebebiyle başvuruluyorsa; Bu konuda –varsa- verilmiş sağlık kurulu raporu dilekçeye eklenmelidir. Eğer böyle bir rapor yoksa mahkeme bu konuda gerekli raporu alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebepleriyle başvuruluyorsa; bu durumu ispata yarar her tür delil, varsa tıbbî/adli raporlar, tutanaklar vs. dilekçeye bağlayıcı ceza sebebiyle kısıtlama durumunda, zaten cezayı yerine getirmekle görevli makam, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlü olduğundan herhangi bir başvuru yapmaya gerek üzerine kısıtlamada ise, kişi yaşlılığı, engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat etek yükümlülüğü altındadır. Bu sebeple hem bu sebeplerin varlığını ispatlayacak rapor vs. delilleri mahkemeye sunmalı hem de bu sebepler yüzünden işlerini gereği gibi yönetemediğini ispatlayacak deliller sunmalıdır. Kuşkusuz bu belgelerin neler olduğu duruma göre Tayini Yetkili MahkemeVasi tayini için yetkili mahkeme küçüğün veya kısıtlının yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemeleridir m. 411. Ayrıca diğer vesayet işlemleri bakımından yetki de bu yer vesayet dairelerine Sulh ve Asliye Hukuk Mahkemeleri altına alınan kişinin yerleşim yerinin değişmesi ancak Sulh Hukuk Mahkemesinin izni ile mümkündür. Bu durumda yetkiler yeni yerleşim yerindeki mahkemelere geçer. m. 412Kaç kişi vasi tayin edilir?Vesayet makamı Sulh Hukuk Mahkemesi, vasilik görevini genel olarak tek bir kişiye vermektedir. Yeter ki bu kişi söz konusu görevi yapabilecek yetenekte bir ergin olsun. Bu belirleme sürecinde öncelik, durumun gerektirdiği ölçüde vasi atanacak kişinin eşi yahut yakınlarına verilir. Bunun yanında istek üzerine gerçekleşen vesayette kişinin isteği de göz önünde eğer gerekiyorsa, bu görevi birlikte veya vesayet makamı tarafından belirlenen yetkileri uyarınca ayrı ayrı yerine getirmek üzere birden çok vasi de rızaları bulunmadıkça birden çok kimse vesayeti birlikte yürütmekle görevlendirilemez. m. 413Vasi ile aynı yerleşim yerinde bulunanlar kural olarak vasilik görevini kabul etme yükümlülüğü altındadırlar m. 416Bununla birlikte şu kişilerin vesayeti kabul etmeme hakları vardır1. Altmış yaşını doldurmuş olanlar, engelleri veya sürekli hastalıkları sebebiyle bu görevi güçlükle yapabilecek olanlar,3. Dörtten çok çocuğun velisi olanlar,4. Üzerinde vasilik görevi olanlar,5. Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar, hâkimlik ve savcılık mesleği mensupları m. 417.Şu kişiler ise vasi olarak atanamazlarKısıtlılarKamu hizmetinden yasaklılar veya haysiyetsiz hayat sürenler Menfaati kendisine vasi atanacak kişinin menfaati ile önemli ölçüde çatışanlar veya onunla aralarında düşmanlık bulunanlarİlgili vesayet daireleri hâkimleriHükümlüye Vasi TayiniBir yıl ve daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı ceza mahkumiyetinin kanuni bir sonucu olarak yasakoyucu hükümlünün vesayet altına alınması kuralını getirmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ilgili düzenlemesi şu şekildedir“Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergin yerine getirmekle görevli makam, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlüdür.” m. 407Ancak Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; “…şartla salıverme durumunda hükümlünün vesayet altında bulunması da sona erer ve bu kişi tekrar ehliyetli hale gelmiş olur.” Yargıtay 2. 4326/5287.Vasi tayini, kişilerin fiil hukukî işlem ehliyetini doğrudan etkilemektedir. Bu sebeple son derece önemli bir karardır. Vasi tayini için gereken kimi işlemler de zaman alabilecek niteliktedir. Mesela akıl hastalığı veya zayıflığının tespitine ilişkin sağlık kurulu raporunun aldırılması sürecinin kendine özgü bir tıbbi prosedürü ve bunun neticesinde alacağı bir zaman ifade etmek gerekir ki, vesayet altına alma kararının kendi içerisinde duruma göre değişen bir yasal prosedürü gerektirdiği açıktır. Ancak buna rağmen kanun söz konusu kararın bir an önce alınması lüzumunu ifade etmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ilgili düzenlemesi şu şekildedir“Vesayet makamı, gecikmeksizin vasi atamakla yükümlüdür.” m. 419/IKimi durumlarda bir küçüğün kısıtlanması gerektiği kesin olduğu hâlde henüz ergin olmadığı için bu mümkün olamayabilir. İşte bu gibi durumlarda kanun“Gerek duyulduğunda henüz ergin olmayanların da kısıtlanmasına karar verilebilir; ancak, kısıtlama kararı ergin olduktan sonra sonuç doğurur” m. 419/II hükmüne yer vermek suretiyle erginlikten sonra sonuç doğurmak üzere kısıtlılık kararı verilebilmesini mümkün kılmaktadır. Bu durum bilhassa velayetin yasal olarak son bulması sonrasında kanunî temsil bakımından bir kesinti olmaması açısından büyük önem atanma sürecinin uzaması bir kısım sorunların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Bu gibi durumlarda kanun mahkemeye tedbir mahiyetinde bazı kararlar alabilme yetkisi vermektedir. İlgili yasal düzenleme şu şekildedir“Vesayet işleri zorunlu kıldığı takdirde vesayet makamı, vasinin atanmasından önce de re’sen gerekli önlemleri alır; özellikle, kısıtlanması istenen kişinin fiil ehliyetini geçici olarak kaldırabilir ve ona bir temsilci atayabilir. Vesayet makamının kararı ilân olunur.” TMK; m. 420Noterden Vasi TayiniYukarıda da açıklanmış olduğu üzere kişilerin vesayet altına alınmasına ilişkin karar ancak ve ancak yetkili Sulh Hukuk Mahkemeleri tarafından verilebilir. Noterlerin ya da sair kurum ya da kuruluşların bu yönde bir yetkisi görevlerini yaparken vesayeti gerektiren hallerin varlığını öğrenen Noter’lere bu durumu derhal yetkili vesayet makamına bildirmek yükümlülüğü getirmiştir. m. 404/II, 405/IIVasi Kararı Olan Kişi Kredi Çekebilir mi?Bu soruya cevap vermek için “kredi çekme” işleminin hukukî niteliği üzerinde durak gerekir. Uygulamada adına “kredi çekme” denilen işlem, hukuken “tüketim ödüncü karz sözleşmesi” olarak Tayini Dilekçesi , Vasilik Dilekçesi Örneği , Vasi Tayini İçin Gerekli belgeler 76098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili maddesi şu şekildedir“Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.” TBK; m. 386Faize ilişkin olarak ise“Ticari olmayan tüketim ödüncü sözleşmesinde, taraflarca kararlaştırılmış olmadıkça faiz tüketim ödüncü sözleşmesinde, taraflarca kararlaştırılmamış olsa bile faiz istenebilir.” TBK; m. 387 hükmünü açıklamalardan anlaşıldığı üzere söz konusu sözleşme her iki tarafı borç altına sokan bir sözleşmedir. Vesayet altına alınmış kişilerin ise fiil ehliyetinin kısıtlanmış olduğu kuşkusuzdur. Bu sebeple söz konusu işlemi bizzat yapması söz konusu olamaz. Bu işlem vasi tarafından yapılabilir. Ancak vasinin de bu işlemi yapabilmesi için vesayet makamından Sulh Hukuk Mahkemesi izin alması gereklidir. Zira kanuna göre şu vasinin şu işlemleri yapması için vesayet makamının izni gerekir“Aşağıdaki hâllerde vesayet makamının izni gereklidir1. Taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir aynî hak kurulması,2. Olağan yönetim ve işletme ihtiyaçları dışında kalan taşınır veya diğer hak ve değerlerin alımı, satımı, devri ve rehnedilmesi,3. Olağan yönetim sınırlarını aşan yapı işleri,4. Ödünç verme ve alma,5. Kambiyo taahhüdü altına girme,6. Bir yıl veya daha uzun süreli ürün ve üç yıl veya daha uzun süreli taşınmaz kirası sözleşmeleri yapılması,7. Vesayet altındaki kişinin bir sanat veya meslekle uğraşması,8. Acele hâllerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması,9. Mal rejimi sözleşmeleri, mirasın paylaştırılması ve miras payının devri sözleşmeleri yapılması,10. Borç ödemeden aciz beyanı,11. Vesayet altındaki kişi hakkında hayat sigortası yapılması,12. Çıraklık sözleşmesi yapılması,13. Vesayet altındaki kişinin bir eğitim, bakım veya sağlık kurumuna yerleştirilmesi,14. Vesayet altındaki kişinin yerleşim yerinin değiştirilmesi.” m. 462Yukarıda anılan maddenin 14 numaralı bendinde ödünç alma işlemlerinin vesayet makamının iznine bağlı olduğu açıkça yazılıdır. Bu sebeple kredi sözleşmesi, ancak vesayet makamından izin alınmak ve vasi tarafından yapılmak suretiyle geçerli Tayini Yargıtay KararlarıVesayet konusu bir çok yargı kararına konu olmaktadır. Bunların hepsine burada yer vermek imkanı bulunmamaktadır. Ancak biz burada birkaç Yargıtay kararına kısaca yer vermek istiyoruz“Mahkemece küçük G…’nün babasının belli olmadığı da dikkate alınarak velayet durumunun araştırılması, sağ ve ergin olduğu anlaşılan annesinin kısıtlılık halinin devam edip etmediğinin veya velayetinin kaldırılmasına ilişkin bir karar bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, vasi atanması konusunda haklı sebeplerin olup olmadığının değerlendirilmesi sonunda, velayetin anneden alınması gerektiği yönünde bir kanaatin oluşması halinde, Medeni Kanun hükümlerine göre re’sen yasal prosedürün işletilerek velayet konusunda bir hüküm alınması, oluşacak sonuca göre vesayet konusunun değerlendirilmesi gerekirken, bu incelemelere girilmeksizin vesayet altına alınmasına ve İ… A…..’un vasi olarak tayinine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” Yargıtay 2. Hukuk Dairesi; tarih, E. 2011/4715 K. 2011/19616 sayılı kararı“Medeni Kanununun 411. maddesi; vesayet işlerinde yetkinin küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet daireleri olduğunu, 412. maddesi de vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişinin yerleşim yerinin değiştirilemeyeceğini, yerleşim yerinin değişmesi halinde yetkinin yeni vesayet dairesine geçeceğini hükme bağlamıştır. Bu yetki kesindir. Mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Bora ve Metin Bandırma Sulh Hukuk Mahkemesinin vesayet makamının gün ve 2002/346 sayılı kararı ile vesayet altına alınmıştır. Bu karar kaldırılmamıştır. Bir kişinin birden fazla vesayet dairesi bulunamaz. Mahkemece; daha önceki 2002/346- 706 sayılı dosyanın incelenmesi, bu dosya ile birleştirilmesi, deliller birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir. Açıklanan husus üzerinde durulmaması usul ve yasaya aykırıdır.” Yargıtay 2. Hukuk Dairesi; tarih, E. 2005/19686, K. 2006/4477 sayılı kararıVasi Tayini Dilekçe Örneği……………… SULH HUKUK MAHKEMESİ’NEDAVACI ADRES DAVALI HasımsızDAVA KONUSU Vasi Atanması TalebiVASİ TAYİNİ İSTENEN HUKUKÎ NEDENLER TMK, HMK ve diğer ilgili mevzuat Nüfus kaydı, sağlık kurulu raporu, tanık ve her türlü yasal 1 Annem ………… hakkında …………….. Hastanesi tarafından …………….. tarih ve ……….sayılı sağlık kurulu raporu tanzim edilmiş ve kendisinin ……… olduğu tespiti yapılmıştır. Annemde mevcut bulunan sağlık sorunu kendisini ve işlerini idare etmekten kendisini men etmektedir. Anılan rahatsızlık sebebiyle tarafı olduğu hukukî işlemlerin sorumluluğunu taşıma ve mahiyetini anlama yeterliliğinden Annemin yukarıda anılan sağlık sorunları nedeniyle kendisi yerine bu işlemleri yapacak bir vasiye ihtiyacı bulunmaktadır. Benim bakım ve gözetimim altında bulunan annem ………’ vasi olarak atanmam için mahkemenize başvuru zorunluluğu ve TALEPYukarıda açıklanan nedenler ve mahkemenizce resen nazara alınacak hususlar çerçevesinde;Annem ……………………………. için vasi olarak tayin edilmem yönünde karar verilmesini arz eder, saygılarımı sunarım. …./…./2021DAVACIAdı ve SoyadıİmzaEK1- Sağlık Raporu,2- Nüfus Kayıt Örneği3- Kimlik Fotokopisi DİYARBAKIR’dan ismi mahfuz okurumuz soruyor “Bünyamin bey, zorunlu hizmetimi Diyarbakır’da yapıyorum. Aslen Edirne’liyiz, eşim orada esnaflık yapıyor. Bir senedir vergi mükellefi, sigortasını kendisi yatırıyor. Eş durumundan tayin isteyebilir miyim? Bir senedir eşimden ayrıyım. Tayin aldırabilecek miyim, hakkım var mı?” Sayın okurum, memurlardan en çok soru aldığımız konu bu Eş durumundan tayin hakkı… Özellikle terörün fazla olduğu illerde görev yapan memurlar eş durumundan tayin aldırıp ailesinin yanına gitmek istiyor. Açıkçası Şark hizmeti sisteminin işlemediğini görüyoruz… Eş durumundan tayin hakkı son dönemde birkaç kez değiştirildi, her değişiklik de eş durumundan tayini kolaylaştırdı. Son uygulamalara göre eş durumundan tayin hakkı nasıl oluyor? Eş durumundan tayini on soruda anlatalım… Soru 1 Eş Durumundan Tayin Ne Demek? Eş durumundan tayin Anayasamızın güvence altına alınan ailenin birliği gereğince bir devlet memurunun eşinin bulunduğu yere tayin istemesi demek. Bu doğrultuda farklı farklı illerde görev yapan aile bireylerinden memurların aile birliğinin teminini sağlayacak şekilde bir ilden diğerine atamasının gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bu temel ilkenin nasıl uygulanacağı ise mevzuatta iki kademeli olarak düzenlenmiş. Birinci kademede her kurumun kendi personel yönetmeliği eş durumundan tayin konusunda belirli haklar getirmiş. Bu haklar kurumdan kuruma, memurdan memura değişiyor… Bunların üzerinde ise tüm devlet memurlarını kapsayacak şekilde genel bir yönetmelik var Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelik. Bu yönetmelik tüm memurları kapsıyor ama sağlık çalışanları ve doktorlar için yakın dönemde “stratejik personel” tanımı yapılarak istisna yapıldığını belirtelim. Soru 2 Eşiniz Memursa Nasıl Tayin Olursunuz? Yanına tayin isteyeceğini eşiniz memursa, yani hem karı hem koca memur ise, eş durumundan tayin şöyle oluyor Memurların hangisinin diğerine tabi olup tayin olacağını unvanlara ve statülere göre değişiyor. Örneğin memurun, o da memur olan eşinin kurum içi yer değiştirme suretiyle atanma imkânının olmaması veya mevzuatı uyarınca eşin zorunlu yer değiştirmeye tabi tutulan bir görevde bulunması durumunda bu kapsamdaki eşin bulunduğu yere tayini gerçekleştiriliyor. Eşlerin her ikisinin de aynı kurumda çalışıyor olması halindeyse, kurumun daha fazla hizmet ihtiyacı duyduğu yere tayin yapılıyor. Yani hangi eşin hangisinin yanına gideceğine Kurumları karar veriyor. Soru 3 Memurlar Farklı Kurumlarda Çalışıyorsa Ne Olur? Eşlerin farklı kurumda çalışıyor olması halinde kurumlar arasında gerekli koordinasyon sağlanmak suretiyle her iki kurumun da öncelikli hizmet ihtiyacının bulunduğu yere tayin yapılmakta. Son olarak da memur çalışanın, milletvekili, belediye başkanı, muhtar veya noter olan eşlerinin bulunduğu yere ise ataması doğrudan yapılabiliyor. Şunu belirtelim, uygulamada genelde unvanı yüksek olan memurun yanına daha düşük unvandaki memur atanıyor. Örneğin Müfettiş olan bir memurun yanına B grubu kadroda bulunan düz memur eşi atanıyor. Çakılı kadro dediğimiz üniversite, belediye gibi kadrolarda çalışanların eşleri onların yanına tayin ediliyor. Soru 4 Eşiniz Özel Sektörde Çalışıyorsa Nasıl Tayin Olursunuz? Gelelim eşi özel sektörde, yani SSK’lı veya Bağ-kur’lu çalışanların durumuna… Eskiden eşi özelde çalışanlar eşinin çalıştığı yere tayin isteme hakkına sahip değildi. Bu durum 2014 yılında yapılan değişiklik ile değiştirildi. Bu değişiklik ile eşi SSK’lı veya Bağ-Kur’lu olan memurlara da eşlerinin olduğu ile tayin isteme ve yanlarına atanma hakkı getirildi. Daha önce birçok kurumda böyle bir hak bulunmuyordu… Yani eşiniz özelde çalışıyorsa yanına tayin isteyemiyordunuz… Yönetmelik değişikliği ile eşi özelde çalışana da tayin hakkı getirildi, kurumlar arasındaki karmaşa giderildi, memurlara yeni bir hak verildi. Soru 5 Üç Yıl Çalışma Şartı Var mı? Eşi özel sektörde çalışan memurlara eş durumundan tayin hakkı 2014’te ilk getirildiğinde yanına tayin istenilecek eşin o yerde “son üç yıldır kesintisiz çalışıyor” olma şartı vardı. Bu şart çok ağır bir şart olduğu için pek çok kişi mağdur oluyor, hatta eşini sahte sigortalı gösterme yoluna gidiyordu. Keza üç yıllık hizmetin kesintisiz olması istenildiğinden bir gün bile çalışılmamış ise, SGK gün dökümünde bir gün bile eksik görülse eşinizin yanına tayin isteyemiyordunuz. Böyle bir gün eksiği olanın üç yıl hizmet şartı sıfırdan başlıyordu. Bu kabul edilemez, “aile birliği”ni prensibinin özüne aykırı, saçma bir uygulamaydı… Şimdi bu kaldırıldı, son üç yıldır kesintisiz sigortalı olma şartı yok. Soru 6 Kaç Gününüz Olması Gerekiyor? Yanına tayin isteyeceğiniz eşinizin tayin istediğiniz yerde son iki yıl içerisinde 360 gün sigortasının olması yeterli. Son iki yıldaki 360 gün hizmet tamamen SSK veya tamamen Bağ-Kur’lu olabildiği gibi ikisinin karışımı da olabiliyor… Yeter ki toplamda 360 gün olsun… Son iki yıllık süre için tayin talebin tarihinden geri son iki yıl sayılacak… Soru 7 Hizmet Kesintisiz mi Olmalı? Üstelik bu iki yıl içerisindeki 360 gün sigortanın kesintisiz olmasına da gerek yok. Arada boşluk olsa da, önemli olan toplamda 360 günü bulması… 360 gün boyunca yani işyerinde çalışmanız da gerek yok, farklı işyerlerinde çalışmış olabilirsiniz. Yeter ki e-devlet sisteminden bakınca internette toplamda 360 gün hizmetiniz görünsün. Soru 8 İsteğe Bağlı Sigorta Olur mu? 360 gün için hem SSK’lı yani bir işverenin yanında çalışmak hem de Bağ-Kur’lu esnaf veya şirket ortağı olmak geçerli sayılıyor. Ama çalışmadan evden yatırdığınız isteğe bağlı sigorta primi bu günlerin tamamlanmasına yaramıyor… Soru 9 Sahte Sigortalı Olsam Olur mu? 360 gün sigorta şartı için sahte sigortalı olmamanızı da özellikle tavsiye edelim. Sahte sigorta fiilen bir işyerinde çalışmamanıza rağmen muhasebeci tarafından işyerinde sigortalı gösterilmenizi ifade ediyor… Eğer sahte sigortalı olursanız, bu durum tespit edilirse eşinizin tayin hakkı yanar, aman dikkat! Soru 10 Başvuru Dönemlerini Takip Edin Son olarak eş durumundan tayin olmayı ne zaman isteyebilirsiniz? Her kurumun kendi yönetmeliğine göre uyguladığı tayin dönemleri var. Bazı kurumlar bu tayin dönemlerinde başvurmanızı istiyor. Bazı kurumlar ise her zaman eş durumundan tayin dilekçelerini kabul alabiliyor, tayin dönemini beklemeksizin sizi eşinizin yanına atayabiliyor. Bu konuda çalıştığınız Kuruma ister tayin dönemi olsun isterse de olmasın dilekçe vermeniz gerekiyor. - Kıssadan Hisse “Başarıyı en kötü biçimde kullanmak, onunla övünmektir.” — Guy de Maupassant - Sorularınız için Yazarın önceki yazıları için /yazar/ Yazarın yazı arşivi için Türk Hukukunda kanun koyucu, eşlerin iradelerine de önem vererek anlaşmalı boşanma kurumunu düzenlemiştir. Aile birliğinin varlığını devam ettirme amacı taşıyan Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre anlaşmalı boşanma hususu da belli başlı şartlara bağlı tutulmuştur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166/II maddesinde düzenlenen anlaşmalı boşanmanın gerçekleşebilmesi için şu şartların varlığı gerekmektedir Evlilik en az 1 yıl sürmüş olmalı, Eşlerin birlikte başvurması, Hakimin tarafları bizzat dinlemesi, Anlaşmalı boşanmaya ilişkin hususların protokole bağlanması. Anlaşmalı boşanma davasında yukarıda saymış olduğumuz hususların yerine getirilmemesi halinde mevcut dava çekişmeli boşanma davasına dönüşecektir veya eksikliğin türüne göre davanın reddine karar verilecektir. Şayet evliliğin henüz 1 yılı doldurmamış olması halinde dava reddedilecek, duruşma esnasında taraflardan birinin boşanma işlemine icazet vermemesi halinde ise dava, çekişmeli boşanma davasına dönüşecektir. Anlaşmalı boşanmada esas amaç tarafların iradelerine değer vermek ve bu iradeleri ön planda tutmaktır. Fakat bunun yanı sıra ağır işleyen Türk Hukuk sisteminde taraflara böyle bir imkan sağlanarak da boşanma işleminin daha kolay ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesi imkanı yaratılmıştır. Nitekim boşanma davaları yıllarca devam edebilmekte, bu süreç içerisinde taraflar yıpranmakta ve toplum içerisinde sıkıntılı bir süreç geçirmektedirler. Bunun yanı sıra anlaşmalı boşanma protokolüne hakimin müdahalesiyle birlikte zayıf konumda olan eşin korunması da amaçlanmıştır. Anlaşmalı boşanma ilişkin taraflar arasında düzenlenen protokol belli başlı hususları içermelidir. Tarafların çocuklarının durumu, boşanmanın mali sonuçları, yargılama giderleri, nafaka ve tazminata ilişkin hususlar protokolde açıkça yer almalı ve taraflar arasında buna ilişkin herhangi bir ihtilaf yer almamalıdır. İşbu nedenle anlaşmalı boşanmada protokolünün bağlayıcılığı önemli olup tarafların boşanma neticesindeki hukuki durumlarını belirlemesi açısından da hayati bir önem taşımaktadır. Anlaşmalı Boşanma Protokolü Nasıl Olmalıdır ? Anlaşmalı boşanma protokolü gelişigüzel düzenlenecek bir protokol değildir. Hükümlerin özellikle incelenmesi ve buna göre protokole aktarılması gerekir. Nitekim tarafların bu protokole bağlı olarak boşanmaları gerçekleşecek ve taraflar sonraki yaşamlarında bu protokole bağlı olacaklardır. Hal böyleyken anlaşmalı boşanma protokolü önem taşımaktadır. Anlaşmalı boşanma protokolünün nasıl düzenleneceği ve nelerin zorunlu unsur olduğu konusunda detaylı açıklamalarımız için lütfen anlaşmalı boşanma protokolü yazımızı tıklayarak okuyunuz Anlaşmalı Boşanma Protokolü. Anlaşmalı boşanma protokolünde, yukarıda da bahsettiğimiz üzere bazı zorunlu unsurların bulunması gerekir. Bu zorunlu unsurlar ; nafaka, tazminat, velayet, mal paylaşımı ve çocukla ilişki tesisi. Bu hususlara ilişkin detaylı açıklamalar anlaşmalı boşanma protokolü yazımızda yer almaktadır fakat burada tazminat ve nafaka hususlarına ilişkin yazılarımızı iletmek yerinde olacaktır Anlaşmalı Boşanma Davasında Tazminat Belirlenmesi ve Anlaşmalı Boşanma Davasında Velayetin Belirlenmesi. DAVA SÜRECİ Eşler, anlaşmalı boşanma davasını kendileri açabileceği gibi avukatları aracılığıyla da bu işlemi gerçekleştirebilirler. Anlaşmalı boşanma davası sürecinde dikkat edilmesi gereken hususlar söz konusudur. Bunlara kısaca değinmek gerekirse Dava ortak bir dilekçe ile açılmalı veya eşin açtığı dava diğer eş tarafından kabul edilmeli, Anlaşmalı boşanma protokolü düzenlenmeli Taraflar duruşmada boşanma arzularını hakime bizzat beyan etmeli Anlaşmalı boşanma davası açıldığında ilgili mahkeme duruşma günü verecek ve tarafların mutlak bir şekilde duruşmada hazır olmaları gerekecektir. Taraflardan birisinin duruşmaya gelmemesi halinde anlaşmalı boşanmaya aile mahkemesi hakimi karar vermeyecektir. Bu nedenlerle anlaşmalı boşanma duruşmasında tarafların hazır bulunması temel şartlardan birisidir. Bu şarta ilişkin yazımızı okuyabilirsiniz Anlaşmalı Boşanma Davasında Taraf Teşkili. ve Anlaşmalı Boşanmada Tarafların Hazır Bulunması Dava Süresi Anlaşmalı boşanma davası Türk Hukukunda tek celsede biten duruşmalardan bir tanesi olup 2-4 ay arasında sürmektedir. Mahkemelerin yoğunluğuna göre daha kısa da sürebilmektedir. Davanın açılmasıyla birlikte tarafların taleplerinin tam ve eksiksiz olması halinde mahkemece duruşma tarihi verilecektir. Duruşmada tarafların iradelerini boşanma yönünde beyan etmeleri neticesinde hakim tarafından boşanmaya karar verilecek ve davanın kesinleşmesiyle birlikte boşanma işlemi tamamlanmış olacaktır. Görevli Mahkeme Anlaşmalı boşanma davasında görevli mahkeme Aile Mahkemeleri olup, başka bir mahkemede davanın açılması halinde dava, görev yönünden reddedilecektir. Yetkili Mahkeme Anlaşmalı boşanma davasında yetkili mahkemenin tayini için genel yetki kurallarına gidilecektir. VEKALETNAME Anlaşmalı boşanma davasında, anlaşmalı boşanma avukatı için resimli boşanma vekaletnamesi çıkarılmalıdır. Vekalet verilecek İstanbul Avrupa Yakası ve Anadolu Yakası anlaşmalı boşanma avukatı bilgileri şu şekildedir Vekaletname bilgilerimize buradan ulaşabilirsiniz. ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASINDA SIK SORULAN SORULAR ANLAŞMALI BOŞANMAK İSTİYORUM NE YAPMALIYIM ? CEVAP Anlaşmalı boşanma yolunu seçecek eşler; öncelikli olarak bu konudaki iradelerini netleştirmelidir. Nitekim uygulamada karşımıza çıkan en büyük sorunlardan birisi, anlaşmalı boşanmak isteyen eşlerden birinin dava sürecinde bu kararından vazgeçerek davanın çekişmeli boşanma davasına dönüşmesine neden olmasıdır. Bu konuda aile mahkeme hakimleri çok katı bir tutum sergilemekte, dava genellikle sürüncemede kalmaktadır. Bu nedenle önemle üzerinde durulması gereken husus, eşlerin gerçekten boşanmaya karar vermiş olması gerektiğidir. Anlaşmalı boşanmak isteyen eşler şu hususlara dikkat etmelidirler Evlilik en az 1 yıl sürmüş olmalı, Eşler, mahkemeye birlikte başvurmalı veya bir eşin açtığı dava diğer eş tarafından kabul edilmeli, Anlaşmalı boşanma protokolü düzenlenmeli, Anlaşmalı boşanma protokolünde mali hususlar maddi-manevi tazminat ve nafaka, malların paylaşımı , çocuklara ilişkin hususlar velayet ve velayet verilmeyen eşin çocukla kişisel münasebeti kesinlikle düzenlemeli, Duruşma esnasında eşler boşanma arzularını hakim önünde yinelemeli, Mahkeme anlaşmalı boşanmaya karar vermeli. Süreç bu şekilde işleyip eşler tarafından düzenlenecek olan anlaşmalı boşanma protokolü evliliğin bitimiyle beraber gelecekteki hayatı düzenleyeceğinden ötürü tarafların bu konuda hassas olmaları ve protokole gereken önemi göstermeli gerekmektedir. İşbu nedenle bu hususta uzman bir kişiden yardım alınması gerekmekte, anlaşmalı boşanma protokolünün düzenlenişi uzman ellere bırakılmalıdır. DURUŞMAYA KATILMAK ZORUNDA MIYIM ? CEVAP Anlaşmalı boşanma davalarında eşler; boşanma iradelerini her ne kadar yazılı olarak beyan etmiş olsalar da mahkemenin tayin edeceği duruşma gününde hazır bulunarak, bizzat hakimin önünde bu iradelerini yinelemek zorundadırlar. Aksi takdirde aile mahkemesi hakimi anlaşmalı boşanmaya karar vermeyecektir. Eşlerin hakim önünde boşanma iradelerini beyan etmesi gerekliliği, anlaşmalı boşanma davasının dava şartıdır. Avukatların, müvekkilleri adına duruşmada boşanma arzusunu beyan etmesi hiçbir şey ifade etmeyecektir. Bu nedenle eşler, duruşmada hazır bulunmalı, boşanmak istediklerini ve taraflarca imzalanan anlaşmalı boşanma protokolünü hakim önünde kabul etmelidir. Anlaşmalı boşanma davasında tarafların duruşmada hazır bulunmasına ilişkin detaylı açıklamalarımız için Anlaşmalı Boşanma Davasında Tarafların Duruşmada Hazır Bulunması. ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASINDA TANIK GEREKİR Mİ ? CEVAP Anlaşmalı boşanma davası, tarafların iradelerine önem veren, tarafların iradeleriyle bu evlilik birliğini sonlandırmak istediğini kabul eden kurumdur. Bu nedenle boşanma iradelerinin tanıkla desteklenmesi gerekmeyecektir. ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI NE KADAR SÜRER ? CEVAP Anlaşmalı boşanma davası, davanın açıldığı aile mahkemesinin yoğunluğuna göre 2 – 4 ay sürmektedir. Davanın açılması ve belgelerin eksiksiz olduğu varsayımında, ilk duruşmada eşlerin boşanma iradelerini beyan etmeleri üzerine mahkeme hakimi boşanmaya karar verir. Gerekçeli kararın yazılması ve usuli birkaç işlemin gerçekleştirilmesiyle birlikte anlaşmalı boşanma davası son bulacak, eşlerin boşanma işlemleri gerçekleştirilmiş olacaktır. EŞİM TÜRK VATANDAŞI BOŞANABİLİR MİYİZ ? CEVAP Eşlerden birinin Türk vatandaşı olmaması, anlaşmalı boşanmaya engel teşkil etmeyecektir. Şayet her iki eş Türk vatandaşı olmasa dahi, anlaşmalı boşanma gerçekleştirilebilecektir. Nitekim eşlerden birinin veya her ikisinin yabancı vatandaş olması halinde, davanın avukatlar aracılığıyla sürdürülmesi, davanın daha hızlı sonuçlandırılmasını sağlayacaktır. NÜFUS KAYDIM NE ZAMAN DEĞİŞİR ? CEVAP Aile mahkemesi hakimi, anlaşmalı boşanmaya karar verdikten sonra bazı usuli işlemlerin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Kararın verilmesiyle birlikte mahkeme tarafından en geç 1 ay içerisinde gerekçeli karar yazılacak, bu gerekçeli karar tarafların davayı temyiz etmemesiyle birlikte kesinleşecek ve kesinleşme ile birlikte mahkeme kalemi tarafından söz konusu boşanma kararı Nüfus Müdürlüğü’ne bildirilecektir. Bu noktadan sonra nüfus kayıtlarında gerekli düzenlemeler yapılacaktır. ANLAŞMALI BOŞANMA AVUKATLIK ÜCRETİ NE KADARDIR ? CEVAP Anlaşmalı boşanma davalarında yurttaşların en çok merak ettikleri husus vekalet ücretlerinin yani avukatlık ücretlerinin ne kadar olduğudur. Bu hususta Türkiye Barolar Birliğinin ve İstanbul Barosunun her yıl çıkarmış olduğu çizelgeler size yardımcı olabilir. Bunun yanı sıra tarafımıza iletişim bölümünden ulaşarak da detaylı bilgi alabilirsiniz. ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASINDA TALEP EDİLMEYEN İŞTİRAK NAFAKASI VE YOKSULLUK NAFAKASI SONRADAN TALEP EDİLEBİLİR Mİ? CEVAP Anlaşmalı olarak boşanma davası açan eşler aralarında iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası hususunda anlaşmak durumundadırlar. Nitekim eşler, protokole nafaka verilmeyeceğine dair hüküm koyabilir. Böyle bir durumda ileride doğabilecek sıkıntılara binaen yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası hükümleri konulmalı mıdır ? Tarafların bu hususta bir hak kaybı doğacak mıdır ? Tüm bu soruların yanıtları için aşağıdaki yazılarımızı okumanız faydalı olacaktır – Anlaşmalı Boşanma Sonrası Yoksulluk Nafakası Talebi – Anlaşmalı Boşanma Sonrası İştirak Nafakası Talebi ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI İÇİN AVUKAT TUTMALI MIYIM ? CEVAP Anlaşmalı boşanma davalarında eşler davalarını kendileri açmakta, avukatlık masraflarından kaçınmaktadır. Ülkemizde boşanma avukatına verilen ücretler, daha doğrusu avukata verilen vekalet ücretleri çöpe atılan para olarak görüldüğü için ve yurttaşların dava açmak konusunda özgüvenlerinin yüksek olması nedeniyle boşanma avukatına başvurulmamakta, eşler anlaşmalı boşanma davalarını kendileri açmaktadır. Bu davranış yanlış olup anlaşmalı boşanma protokolünün uzman bir boşanma avukatı tarafından düzenlenmesi gerekmektedir. Nitekim yukarıda bahsettiğimiz nafaka hususları, malların paylaşımı ve düğünde takılan altınların kimlerin hakkı olduğu hususunda yurttaşlar bilinçli değillerdir ve hukuki desteğe ihtiyaçları vardır. Bu nedenlerle basit bir dava olarak görülen anlaşmalı boşanma davası, ileride daha büyük sorunlara yol açabilir. Tüm bu nedenlerden ötürü Anlaşmalı boşanma davalarında boşanma avukatı tutulmasını tavsiye etmekteyiz. BİR YIL DOLMADAN ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI AÇTIM NE YAPABİLİRİM ? CEVAP Eşler, bir yıl dolmadan anlaşmalı boşanma davası açmış iseler dava kanunlar gereği reddedilecektir. Fakat uygulamada aile mahkemesi hakimleri, boşanma avukatlarına şayet evliliğin bir yılının dolmasına yakın bir süre varsa süre vermektedir. Taraflar böyle bir durum söz konusu ise hakimden böyle bir talepte bulunabilirler. Bir yılı doldurmayan evliliklerde anlaşmalı boşanma sürecinin nasıl yürüyeceğine dair detaylı açıklamalarımız için Bir Yıl Dolmadan Anlaşmalı Boşanma Davaları. Velayet Davası Ne Kadar Sürer? Velayet davaları boşanmış veya boşanma aşamasındaki eşlerin önüne her zaman sorun olarak çıkması muhtemel davaların başında talepleri boşanma davası içerisinde görüleceği gibi, boşanma sonrasında da velayet davaları davasi kac celsede biter?Boşanma davalarının içerisinde görülen velayet davaları, boşanma davasının sonuçlanma, makul süresi olan 449 günlük süre içerisinde boşanma ile birlikte karar Davası Sonrası Açılan Velayet Davaları Ne Kadar Sürer?Boşanma davası karar verilmesi ile velayet konusu da, mahkemece karara bağlanır. Velayet hakkında daha sonra boşanmış eşler arasında bazı sorunlar olana, örneğin çocuğu göstermeme, çocuğun tercih hakkının değişmesi, yada çocuğa bakılmaması,Kötü muamele gibi bir çok nedenden dolayı, yeniden boşanmış eş velayeti bulunduran eşe karşı velayetin kaldırılması yada değiştirilmesi için dava makalemizin konu başlığı olan velayet davası ne kadar sürer sorusunu oluşturmaktadır. Velayet Davası Ne Kadar Sürer?Velayetin Kaldırılması – Değiştirilmesi Davası Ne Kadar Sürer?Avrupa Birliği içerisinde oluşturulan “Avrupa Adaletin Etkinliği Komisyonu” davaların sonuçlanma süreleri ile ilgili dava aşamaları ve süreleri hakkında belirli kriterler oluşturmuş ve bu sürelerin uygulanması tavsiye sürelerin uygulanması ile davaların kısa sürede sonuçlanması ve vatandaşın adalet duygusu ve güven duygusunun artacağı taraf olduğumuz yukarıda belirtilen komisyon toplantılarına ülke olarak katılım sağlanmış, davaların aşamaları ve makul sonuçlanma sürelerinin hukuk sistemine uygun olacağı düşünülerek, pilot şehirlerde uygulamaya tarz uygulamaların hantallaşmış mahkeme sisteminde, başarıya ulaşmasının zaman alacağı davalarının sonuçlanma süresi incelenirken, dava aşamalarının da önemli olduğu olarak bakıldığında dava açan veya açılan tarafa tanınan anayasal hak ve süreler verilmesi ve beklenilmesi aile mahkemelerince verilen kararların inandırıcılığı ve tarafsızlığı açısından önemlidir. Velayetin değiştirilmesi hakkında bilgi içinVelayet davası süreci basit yargılama usulüne göre göre yapılmaktadır. Bu nedenle velayet davalarının sonuçlanmasında ki hedeflenen makul sonuçlanma süresi 209 gündür. Velayet Davası Ne Kadar Sürer?Velayet Davasında Dilekçe Aşaması Ne Kadar Sürer?Velayet dava sürecinde davanın açılması ve aşamaları şu şekilde gerçekleşmektedir, Dava dilekçesinin hazırlanarak dava açılması işlemi ile aile mahkemesine dilekçenin teslim edilmesi aşamasında alınan velayet dava dilekçesi, incelenerek, tensibin hazırlanması 7 gündür. Velayet dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edilmesi 30 gündür. Tebliğ edilen dava dilekçesine cevap süresi ise 14 gündür. Velayet Davası Ne Kadar Sürer?Velayet Davasında Ön İnceleme Duruşması Ne Kadar Sürer?Bu anlatılan konular davanın dilekçe aşaması olup Cevap dilekçesinin ve duruşma günün tebliğ edilmesi, duruşmanın yapılma aşaması da ön inceleme duruşma aşaması olup süresi 60 gün olarak belirlenmiştir. Velayet Davası Ne Kadar Sürer?Velayet Davasında Eksik Delillerin Bildirilmesi Ve Karar Duruşması Ne Kadar Sürer?Ön inceleme duruşmasının tamamlanması ile eksik delillerin toplanması ve ikinci duruşmanın yapılması için belirlenen süre 70 davası ikinci duruşma ile toplanan delil ve dinlenen tanıkların anlatımları ışığında karar verilmektedir. Bu aşamada ayrıca uzman görüşü alınması ve rapor hazırlanmasıda bu aşamaya dahildir. Velayet Davası Ne Kadar Sürer?Velayet Davasında Kararın Yazılma Aşaması Ne Kadar Sürer?Aile mahkemesinin velayet konusunda verilen kararın gerekçeleri ile yazılması ve hakimin onaylanma süresi ise 30 süre ile velayet davası 209 gün içerisinde belirlenen makul sürede sonuçlanması hedeflenmiştir. Velayet Davası Ne Kadar Sürer?Velayet Davası Sonuçlanma Süresi ve DeğerlendirmeYukarda belirtilen süreler tavsiye ve hedef kriteri olarak belirlenmiş pilot şehirlerde yapılan uygulamalar sonra uygulamaya aşamalarda ki kesin süreler uygulamada olup bu süreleri düşürülmesi ve uzatılması mümkün davalarında belirlenen makul sonuçlanma süresi 209 gün olup, davanın açıldığı mahkemenin iş yoğunluğu, personel, hakim izin, tayin durumu, tebligat adreslerindeki olumsuzluk, adli tatil süreci bu süreleri olarak velayet hakkı anne ve babaya verilmiş bir haktır. Velayetin engellenmesi, velayet konusunda mahkemenin kararı olmadıkça tasarrufta bulunma hakkı nedenle velayet görevinin aksatılması, kötüye kullanılması halinde bu davalara muhatap olabilirsiniz. Velayet Davası Ne Kadar Sürer?Velayet Davası Ne Kadar Sürer? Sıkça Sorulan SorularVELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ DAVASI Şu halde mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı öneme alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınmış hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda kuşku ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz defa hüküm ve buna makul gerekçelihüküm yukarıda ayrıntılarıyla izah eden biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan defa hüküm usule makul hükümdeğildir. Direnme kararının bu nedenden dolayı bozulması tarihli iade kararı ile “Dosya içerisinde bulunan davalı vekili Av. …’a ait vekelatname genel vekaletname olup, boşanma davası ile ilgili özel yetkiyi içermemektedir. Boşanma davası açmak ve açılan davayı takip etmek kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir. Bu bakımdan vekaletname de özel yetkiyi gerektirir TMK m. 74. O halde, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 74. maddesi gereğince boşanma davası ile ilgili özel yetkiyi içeren vekaletnamesini sunması için davalı vekiline süre verilmesi, bu süre içinde vekaletname verilmez veya asıl yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmez ise, gerekçeli kararın davacı tarafa tebliği sağlanıp, yasal temyiz süresi beklenildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine iadesine şeklinde karar iade kararı üzerine dosyada davalı vekiline ait vekaletname bulunmadığından bahisle davalı vekiline vekaletname sunmak üzere süre verilmiş, davalı vekili, yine vasi tarafından kısıtlı davalı …’ı temsil etmek üzere genel vekaletname sunmuştur. Bu itibarla mahkemece iade kararımızın gereği yerine halde vasi … tarafından, kısıtlı davalı …’ı temsil etmek üzere verilen vekaletnamenin genel vekaletname olduğu anlaşılmakla, adı geçen vekile davalı …’ı temsil etmek üzere davalı vasisi … tarafından velayeten verilecek olan boşanma davalarında temsil yetkisi içeren özel vekaletnameyi sunmak üzere süre verilmesi, vekaletname sunulduğu takdirde dosya içine alınması, aksi halde gerekçeli kararın davalı vasi …’a tebliği ve temyiz süresi de beklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın ikinci kez mahalli mahkemesine İADESİNE, oybirliği ile karar ÇOCUKLARIN KİMLİK BİLGİLERİNİN HÜKÜMDE GÖSTERİLMESİ LÜZUMU Tarafların velayetleri davalı anneye bırakılan ortak çocuklarının, kimlikverilerinin hükümde gösterilmemesi ve baba ile çocuklar arasında hersene yarıyıl tatili ve Temmuz ayında kurulan şahsi temasta şahsi ilişkininbaşlangıç ve bitiş saatlerinin belirtilmemesi nedeniyle, kararın infazında tereddüt oluşacağından hükmün velayet ve şahsi temas istikametindenbozulmasına hüküm vermek gerekmiştir. Eş Durumundan Tayin Ne Kadar Sürer?Eş durumundan dolayı tayin isteyebilmek adına, eşlerinin ikisinin memur ya da en az birinin memur olması gerekir. Bundan sonra eşlerin ayrı şehirlerde olması gerekirken, bazı şartları sağlaması gerekiyor. Belgeler hazırlanarak gerekli kurumlara başvurulup, sonuç beklenir. Komisyon tarafından bu başvuru değerlendirilip, tayin işlemi gerçekleşir. Bu duruma göre değişirken, hemen hemen 2 ay içinde bu tayin işi halledilir. Eş Durumundan Tayin Devlet memurluğunun birçok şartı ve özelliği varken, çoğu vatandaş devlet memuru olmak için gerekli şartları yerine getirmektedir. Devlet memurluğunun birçok şartı ve özelliği varken, çoğu vatandaş devlet memuru olmak için gerekli şartları yerine getirmektedir. Gerek özlük hakları gerekse iyi bir iş olması adına devlet memurluğu özellikle pandemi dönemi ile herkesin dikkatini çekmektedir. Birçok alanda kamu hizmeti alanında devlet memurları çalışmaktadır. Devlet memuru olan kişiler, bazen kendi istekleri bazen de kurumun daha yoğun hizmet yerlerine tayin edilirken, evli olan bireylerin bu atamalardan olumsuz etkilendiği bilinmektedir. Eskiden bu kapsama ikisi de memur kişilerin eş durumundan tayinleri aynı yere yapılırken, şimdi ise bu kapsam değiştirilerek, iki eşten biri de memursa bu işlem yapılabilmektedir. Eş durumundan tayin kapsamı belli şartlara bağlı olurken, aile birliğini koruma adına bu kararlar alınmıştır. Özellikle zorunlu tayinler veya görevlerde eşin başka yerde çalışması, aile birliğinin bozulmasına yol açarken, bu olumsuz durumların önüne geçebilmek adına birçok karar Durumundan Tayin Nedir?Bu tayin durumu özellikle memur aileleri etkilerken, evlilik birliği bozulmasın diye eş durumundan tayin istenebilmektedir. İki devlet memurun evlenmesi ve bunlar ayrı şehirlerde ise evlilik birliği bozulmasın diye aynı yere tayin istemeleri sonucunda eş durumundan tayin gerçekleştirilir. Ama bunların gerçekleşebilmesi için belirli şartlar gerekmekte olup, bu şartları taşımak Durumundan Tayin Ne Kadar Sürer?Eş durumundan dolayı tayin isteyebilmek adına, eşlerinin ikisinin memur ya da en az birinin memur olması gerekir. Bundan sonra eşlerin ayrı şehirlerde olması gerekirken, bazı şartları sağlaması gerekiyor. Belgeler hazırlanarak gerekli kurumlara başvurulup, sonuç beklenir. Komisyon tarafından bu başvuru değerlendirilip, tayin işlemi gerçekleşir. Bu duruma göre değişirken, hemen hemen 2 ay içinde bu tayin işi Durumundan Tayin İle Gelen Memur Boşanırsa Ne Olur?Eş durumundan tayin olan memurlar aynı ilde görev yaparken, bu aile birliğini korumak adına yapılır. Zaman zaman eş durumundan tayin olan eşlerin boşanması söz konusu olabiliyorken, bu tür durumlarda eşler bir önceki yerine tayin olabilmektedir. Bunun dışında anne, baba, kardeş ya da reşit çocukların bulunduğu illerde bir defalığına tayin Durumundan Tayin İçin Gerekli ŞartlarBu tayin türü için öncelikle evli kişilerin biri ya da ikisi de memur olması gerekirken, SGK bağlı aktif bir şekilde çalışmakta bu başvuru için önemlidir. Başvurular için çiftlerden birinin zorunlu olarak görevine yerine getirmesi gerekiyorken, görev yerinin sabit olması da gerekmektedir. Bu şartları yerine getiren bireylerin eş durumundan dolayı tayin istemeleri Eş Durumundan Tayin İsteyebilir Mi?Bekçiler yeni bir düzenleme ile sokağa çıkan kolluk kuvvetler içerisinden yer alır. Eskiden var olan bu uygulama ülkemizde yeniden yürürlüğe girilirken, pek çok kişi tarafından başvurular yapıldı. Şuan günümüz meslekleri içerisinde devlet memurluğu olarak bulunan bekçilik, özlük hakları ile ön olana çıkmaktadır. Bekçilerde evlendikleri zaman eş durumundan tayin isteyebilirken, bu aileler için olumlu olarak ifade Eş Durumundan Tayin İsteme Şartları Nelerdir?Öğretmen atamaları yapılırken genelde doğu illerinde şark görevi olarak çıkmakta olup, böyle durumlarda evli ya da bu durumda evlenen öğretmenler, eş durumundan tayin isteyebilmektedir. Bunun için MEBBİS üzerinden başvuru yapmak ve form doldurmak yeterliyken, iki aşamada bu işlem sona erer. Tüm devlet memurlarına tanınan eş durumundan tayin öğretmen olan memurlar içinde Durumundan Tayin Kalktı Mı?Eskiden eş durumunda tayin, sadece ikisi de memur olan çiftler için gerekliyken, günümüzde bu tayin türünün kapsamı geliştirildi. Şimdi eşlerden biride memur olması yeterli olup, belli şartları taşımakla bu tayin durumu gerçekleşir. Eş durumundan tayin kalkmayıp, şartları taşıyan kişiler başvuru yapıp, Durumundan Tayin Nasıl Yapılır?Evli kişilerin ikide memur ise bu atama statüler geçerliyken, hangisinin iline tabi olunacağı buna göre belirlenmekte olup, diğerinin ataması yapar. Özellikle memurların zorunlu görevlerinde eşlerinin tayini aynı yere yapılabilmektedir. Bu atamalar için başvuru yapılmalı ve şartları taşımak gerekiyorken, uygun görüldüğü zaman tayinler Durumundan Tayin Olduktan Sonra Eşin İşten Ayrılması?Bu gibi durumlarda önemli olan tayinin çıkması olurken, işten ayrılan kişiler bir defaya mahsus olarak başka yerlere atanırlar. Ya da eski görev yerlerine, bunun dışında A, B, C gibi hizmet grubu illerine tayin işlemleri tekrar gerçekleşebilmektedir. Hemen hemen tüm memurlar ve SGK’lı olarak 360 prim günü bulunan kişiler eş durumu tayininden yararlanabilir.

eş durumu tayin davaları ne kadar sürer